Examples of using "Glace" in a sentence and their turkish translations:
Bir sürü buz ekleyin.
Su buza döndü.
Dondurma eriyor.
Buzsuz çay.
Biraz dondurma isterim.
Dondurmayı severim.
Buz eriyor.
Buz ister misiniz?
Buz eridi.
Dondurma istiyorum.
Kendimi bir dondurma yiyormuş gibi hissediyorum.
Buz soğuktur.
Buza ihtiyacım var.
Buz neden yüzer?
Buz katıdır.
Biraz dondurma istemez misin?
Kıralım şu buzu.
Sudaki buz eridi.
Buz çok kalın.
Buz güneşte eridi.
Bu buz yakında kırılacak.
- Ben çikolatalı dondurmayı severim!
- Çikolatalı dondurmayı severim.
Tom favori dondurmasını yiyor.
Bir çikolatalı dondurma istiyorum.
Ben dondurma alacağım.
Buz su içinde erir.
Buz tabakası eriyor.
Favori dondurma çeşnin nedir?
O, buz üzerinde kaydı.
- O, buz kadar soğuk.
- O buz gibi soğuk.
Buz, su içinde eridi.
Tom kovayı buzla doldurdu.
Buzun üstünde kayma.
Buz kadar soğuk.
Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.
- Buz patenlerini unutma.
- Buz patenlerinizi unutmayın.
Vanilyalı dondurmayı çok severim.
Görünüşe göre buz çok tehlikeli!
Buz makinesi arızalı.
Buz ağırlığın altında çatladı.
Sana biraz dondurma alayım.
Bu buzla temasıma engel oluyor
Arktik buzulları, kutup ayıları...
buzun içine düştüğünde.
Buz erirse, sıvı olur.
Buz onun ağırlığı altında çöktü.
Buz kış boyunca gölü kaplar.
Eğer buzu ısıtırsanız, o erir.
Vanilyalı dondurma tercih ediyorum.
Katı suya buz denir.
Kayık buzun içinde kitlendi.
Dondurma kamyonundan müzik duyuyorum.
Bir buz paketi acıyı uyuşturacaktır.
Ayaklarının altında buz kırılacak.
Isı buzu suya döndürür.
Buz kadar soğuk.
Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?
Tom dondurma yemekten hoşlanır.
Buz çatlamak için çok sert.
Sanırım daha çok buza ihtiyacımız var.
Ta kutup buzuluna kadar yelkenle gittik.
hiçbir etkileşime geçmeden buzun içinden geçerler.
Bu kadar çok dondurma yememeliydin.
Onun yanakları buz gibi soğuktu.
Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.
Su düşük sıcaklıklarda buza dönüşür.
Buzun üstünde kayma tehlikesinden sakının.
Dondurmamın yarısını sana vereceğim.
Ayaklarının altındaki buz kırılacak.
Yanağına bir buz torbası koy.
Su donduğunda, buz olur.
Dondurmayı erimeden şimdi yiyelim.
Ayaklarınızın altındaki buz kırılacak.
Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi!
Hiç çilekli dondurmamız yok.
Tuz, buzu daha çabuk eritir.
Muhteşem teknisyenlerimiz ona meyveli dondurma hazırladı:
Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.
Bölgede çokca buz var.
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
buz yarığı veya buzda bir çatlak olabilir.
Buz senin ağırlığını taşıyamayacak kadar ince.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
Çocukların büyük çoğunluğu dondurmayı seviyor.
- Buz eriyerek su olur.
- Buzu eriterek su elde edilir.
Daha gençken buzda balık tutmaya giderdim.
Onun elleri buz kadar soğuktu.
Derin dondurucuda dondurma var.