Examples of using "Fit" in a sentence and their turkish translations:
O bir espri yaptı.
O onu kolayca yaptı.
Onu ağlattı.
Tom bir istisna yaptı.
O, ona şantaj yaptı.
Tom bir silahı varmış gibi yaptı.
Mary aceleyle mutfağa girdi.
Hemşire bana bir iğne yaptı.
O bir sabırsızlık jesti yaptı.
O, kısa bir konuşma yaptı.
Tom kötü şekilde düştü.
Tom parmaklarını çıtırdattı.
- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.
Tom meşgulmüş gibi davrandı.
Hiçbir tutsak götürülmedi.
Tom sağırmış gibi davrandı.
Almanya İtalya ile ittifak yaptı.
Onu uzun süre bekletti.
Tom içeri girmem için işaret etti.
O tuhaf bir rüya gördü.
Ördek, "Vak, vak!" dedi.
- Onun sesi kısıldı.
- Onun sesi yumuşadı.
Beatles'ın saç stili heyecan yarattı.
Tren kısa bir mola verdi.
Gök gürültüsü yükseldi.
Tom Mary'nin elini öptü.
O, bir doktor olduğuna inandırdı.
Dediğini yaptı.
O bizim rehberimiz olarak hareket etti.
- Onun yaptığı şey yanlış değil.
- Onun yaptığı şey yanlış değildi.
- Yaptığı yanlış değildi.
Bir taşla iki kuş vurdu.
Bunu o yaptı.
O bana göz kırptı.
O cevap vermedi.
Tom öne çıktı.
O, Avrupa'da dolaştı.
Onu büyük bir hevesle yaptı.
Tom ses çıkarmadı.
Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
O bana utangaç bir gülümseme verdi.
Gök gürültüsü çocukları korkuttu.
O, ona odasını temizletti.
Tom, Mary'ye sarıldı.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
Sekreterine raporu yazdırdı.
Uzaktan bir silah sesi duyuldu.
O, dünyanın etrafında bir yolculuk yaptı.
Kedi "Miyav." dedi ve bana baktı.
Kutuyu aşağıya taşıttı.
Onu izlemem için bana işaret etti.
Bunu duymak beni çok sinirlendirdi.
Tom sihirli bir numara yaptı.
Orta çağ Rönesansa yol açtı.
Ve sonra büyük bir sessizlik oldu.
Amy ayağa kalkmak için çaba sarf etti.
O, onunla evlenmek istediğini açıkça belirtti.
O, acıya oldukça iyi katlandı.
Tom Mary'yi üç saat bekletti.
Kutuyu birinci kata taşıttı.
Aylardır, neredeyse bir şey yapmadı.
Pilot uçağı alana indirdi.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
O, elmalardan reçel yaptı.
Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.
Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.
Kısa bir kaza açıklaması yaptı.
Hava günden güne soğudu.
Onu ağlattı.
Onu ağlattı.
O yakalandı.
O yakalandı.
O beni güldürdü.
Başkan ulusa sesleniş konuşması yaptı.
Tom, Mary'ye yine göz kırptı.
Onu isteyerek yaptı.
O bunu isteyerek yaptı.
Onu ağlattı.
Onu yavaşça yaptı.
Polisler gizlice içki satılan yeri bastı.
Tom soluklanmak için durdu.
O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
- O, beni ağlattı.
- Beni ağlattı.
O, işi kendi başına yaptı.
O beni bekletti.
Parmaklarını saçında gezdirdi.
O onu dikkatlice yaptı.
O, onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Susan babasının ayakkabılarını parlattı.
O, geçerken bana başını salladı.
Öğleden sonra hava nemli ve sisli oldu.
Fred küçük erkek kardeşine çiti boyattı.
O bir at arabası tekerleği yaptı.
O onu milletin iyiliği için yaptı.
O, beni odaya çağırdı.
O, haberi yokmuş gibi davrandı.