Translation of "Beschaving" in Turkish

Ja, een weg. Dat betekent beschaving.

Evet, bir yol! Bu medeniyet demek.

Die beschaving zou zelfreproducerende sondes kunnen programmeren

Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak

En vaak als je probeert beschaving te vinden...

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

Als je beschaving zoekt, volg dan de rivier.

Ve eğer medeniyeti arıyorsanız bir nehir bulduğunuzda, takip edin.

Tegen de ontwikkeling van een echt geavanceerde beschaving.

gerçekten ileri bir medeniyetin gelişimi için ortaya engel koyuyor.

Europeanen probeerden de stam beschaving bij te brengen.

Avrupalılar kabileyi uygarlaştırmaya çalıştı.

Griekenland was de wieg van de westerse beschaving.

Yunanistan Batı uygarlığının beşiğiydi.

Welke route is de veiligste... ...om beschaving te vinden?

Medeniyeti bulmak için en güvenli güzergâh hangisi?

De westerse beschaving is dan een paar seconden oud.

Batı medenıyeti ise yalnızca birkaç saniye yaşamış olurdu.

We gaan richting het oosten, op zoek naar de beschaving.

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

De ontwikkeling van een technologische beschaving is een derde barrière.

Teknolojik medeniyetin gelişimi üçüncü engel.

De beschaving bloeit al honderden jaren in dit verborgen land.

Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.

Moeten we teruggaan voor andere manieren... ...om de beschaving te vinden?

Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?

Ik heb je hulp nog steeds nodig om beschaving te vinden.

Medeniyeti bulmak için hâlâ yardımınız gerekiyor.

En een van de grootste risico's waarmee wij als beschaving worden geconfronteerd.

karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.

Ik weet dat vanaf ons beginpunt de beschaving in het oosten ligt.

Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum

Welke is de korte weg naar de beschaving waar we op hopen?

Sizce hangisi umduğumuz medeniyete çıkan kestirme?