Translation of "Vaak" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Vaak" in a sentence and their turkish translations:

- Paella bevat vaak slakken.
- Paella bevat vaak karakollen.
- Paella bevat vaak wulken.

Paella çoğunlukla salyangoz içerir.

- Heb je vaak oorpijn?
- Heeft u vaak oorpijn?

- Kulağınız sık sık ağrıyor mu?
- Sık kulak ağrısı yaşıyor musunuz?

- Bent u vaak verkouden?
- Ben je vaak verkouden?

- Soğuk algınlığına sık yakalanıyor musunuz?
- Çok nezle oluyor musunuz?

Ik? Heel vaak.

Ben mi? Birçok kez.

Tenzing deed vaak…

Tenzing...

Ween jij vaak?

Sık sık ağlar mısın?

Ik reis vaak.

Sık sık seyahat ederim.

Ik lees vaak.

Sık sık okurum.

Zwemt Tom vaak?

Tom sık sık yüzer mi?

Tom spijbelt vaak.

Tom sık sık okula gitmez.

Het gebeurt vaak.

Bu çok olur.

Ik ski vaak.

- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.

Tom glimlacht vaak.

Tom sık sık gülümser.

- Ik heb vaak nare dromen.
- Ik heb vaak nachtmerries.

Sık sık kabus görürüm.

- Welk woordenboek gebruik je vaak?
- Welk woordenboek gebruikt u vaak?
- Welk woordenboek gebruiken jullie vaak?

- Genellikle hangi sözlüğü kullanıyorsunuz?
- Genellikle hangi sözlüğü kullanıyorsun?

- Hoor je vaak van hem?
- Hoort u vaak van hem?
- Horen jullie vaak van hem?

Ondan sık sık haber alıyor musun?

- Hoe vaak kijk je tv?
- Hoe vaak kijkt u tv?
- Hoe vaak kijken jullie tv?

Ne sıklıkta TV izlersin?

- Hoe vaak drinkt u alcohol?
- Hoe vaak drink je alcohol?

Ne sıklıkta alkol alıyorsunuz?

- Hoe vaak hebt u overgegeven?
- Hoe vaak heb je overgegeven?

Ne sıklıkta kusuyorsunuz?

Ik heb vaak oorinfecties.

Sık sık kulak enfeksiyonu geçiriyorum.

John ontbijt vaak snel.

John genellikle hızlı bir kahvaltı yer.

Het sneeuwt hier vaak.

Burada sık sık kar yağar.

Ik eet vaak appels.

Ben sık sık elmalar yerim.

Ga je vaak winkelen?

Sık sık alışverişe gider misin?

We lunchen vaak samen.

Biz sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.

Ik eet vaak kip.

Sık sık tavuk eti yerim.

Hij speelt vaak gitaar.

O, sık sık gitar çalar.

Ontmoet je hem vaak?

Onunla sık sık karşılaşır mısın?

Ik ben vaak verkouden.

Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.

Zij ontbijt daar vaak.

O, kahvaltısını sık sık orada yer.

Kom je hier vaak?

- Buraya sık sık gelir misiniz?
- Buraya sık sık gelir misin?

Ik lees vaak boeken.

Ben sık sık kitap okurum.

Ik eet hier vaak.

Ben sık sık burada yemek yerim.

Hij wordt vaak verliefd.

- O, sık sık âşık olur.
- Sık sık âşık olur.

Vogels vliegen vaak samen.

- Kuşlar sık sık birlikte uçarlar.
- Kuşlar genellikle birlikte uçar.

Hoe vaak fiets jij?

Ne sıklıkta bisiklete binersin?

Ik drink vaak thee.

Ben sık sık çay içerim.

Tom citeert vaak Shakespeare.

Tom sık sık Shakespeare'den alıntı yapar.

Ze spelen vaak samen.

Onlar birlikte çok oynarlar.

Ik rij niet vaak.

Ben sık sık araba kullanmam.

We eten vaak samen.

Çoğu zaman birlikte yemek yeriz.

Tom verliest vaak iets.

Tom işleri kaybetme eğilimi içinde.

Italianen drinken vaak koffie.

İtalyanlar genellikle kahve içerler.

Zie je hem vaak?

Onu sık sık görüyor musun?

Tom krijgt vaak oorinfecties.

Tom sık sık kulak enfeksiyonu olur.

Honden begraven vaak botten.

Köpekler genellikle kemikleri gömerler.

Tom downloadt vaak films.

Tom sık sık filmler indirir.

Ik draag vaak laarzen.

Çoğu zaman çizme giyerim.

Mijn broer huilt vaak.

Erkek kardeşim sık sık ağlar.

Tom deed dat vaak.

Tom bunu çok yaptı.

Tom draagt vaak sandalen.

Tom sık sık sandalet giyer.

Tom draagt ​​vaak laarzen.

Tom çoğu zaman bot giyer.

Eet je vaak vis?

Akşam yemeği için sık sık balık yer misin?

- Kinderen haten vaak spinazie.
- Kinderen hebben vaak een hekel aan spinazie.

Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.

- Blessures komen vaak voor.
- Verwondingen komen vaak voor.
- Verwondingen zijn frequent.

Yaralanmalar sıktır.

- Tom dacht vaak aan Mary.
- Tom heeft vaak aan Mary gedacht.

Tom çoğunkla Mary hakkında düşündü.

- Tom stuurt me vaak grappen.
- Tom stuurt vaak grappen naar mij.

Tom sık sık komik mesajlar gönderir bana.

- Hoe vaak koop jij een tandenborstel?
- Hoe vaak koopt u een tandenborstel?

Ne sıklıkla bir diş fırçası satın alıyorsun?

vaak tijdens sporten zoals voetbal.

aniden yırtılabilir ya da parçalanabilir.

Maken ziekenhuizen ons vaak zieker.

hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.

Hij maakt vaak mensen boos.

O sık sık insanları kızdırır.

Hij heeft mij vaak belogen.

Bana tekrar tekrar yalan söyledi.

Klaagt Tom vaak over rugpijn?

Tom sık sık sırt ağrısından şikayet eder mi?

Hij stelt vaak domme vragen.

O, sık sık aptalca sorular sorar.

Ik heb vaak nare dromen.

Sık sık kötü rüyalar görürüm.

Ik vergeet vaak haar naam.

Onun ismini sık sık unutuyorum.

Ik droom vaak over jou.

Ben sık sık senin hakkında rüya görürüm.

Tom gaat vaak naar Boston.

Tom sık sık Boston'a gider.

Dat gebeurt niet zo vaak.

Bu, o kadar sık olmaz.

Mijn moeder maakt vaak pastasalade.

Annem sık sık makarna salatası yapar.

Tom loog vaak tegen Mary.

Tom Mary'ye sık sık yalan söyledi.

Waarom gebeurt dit zo vaak?

Neden bu çok sık oluyor?

Hoe vaak leen je geld?

Ne sıklıkta ödünç para alırsın?

Tom praat vaak tegen zichzelf.

Tom sık sık kendi kendine konuşur.

London is vaak gebombardeerd geweest.

Londra pek çok kez bombalandı.

Ik ga erg vaak skiën.

Ben çok sık kayak yapmaya giderim.

We horen je vaak zingen.

Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.

Leent Tom vaak jouw auto?

Tom sık sık arabanı ödünç alır mı?

Raciaal stereotyperen gebeurt heel vaak.

Irksal klişeler çok yaygın.

Ik lees vaak in bed.

Sık sık yatakta okurum.

Ik draag vaak een hoed

Genellikle bir şapka takarım.

We zien hier vaak apen.

Buralarda maymunları sık sık görüyoruz.

Ik koop niet vaak brood.

Sık sık ekmek almam.

Tom is nogal vaak ziek.

Tom çok sık hastalanır.

Tom is vaak op reis.

Tom sık sık seyahat ediyor.

Hoe vaak eet je pizza?

Ne sıklıkta pizza yiyorsun?

Hoe vaak ben je verhuisd?

Kaç kez taşındın?

- Hoe vaak ga je naar het buitenland?
- Hoe vaak gaat u naar het buitenland?
- Hoe vaak gaan jullie naar het buitenland?

- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?

- Hoe vaak ga je naar de tandarts?
- Hoe vaak gaat u naar de tandarts?

Ne sıklıkta diş hekimine gidersin.