Examples of using "Görsem" in a sentence and their polish translations:
Eğer Anca'yı görsem, muhtemelen onu tanımam.
Gdybym zobaczył Ancę, pewnie bym jej nie poznał.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem. - Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır. - Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
Nigdy nie byłem w bibliotece bez chęci posiadania tyle czasu, żeby móc pójść tam i zostać dopóki nie przeczytam wszystkiego.