Translation of "Görünce" in Polish

0.036 sec.

Examples of using "Görünce" in a sentence and their polish translations:

Polisi görünce kaçtı.

Uciekł na widok policjanta.

Hasta kanı görünce bayıldı.

Pacjent zemdlał na widok krwi.

O, kan görünce bayıldı.

Zemdlała na widok krwi.

O kan görünce şaşırdı.

Był zaskoczony widokiem krwi.

Polisi görünce tabanları yağladı.

- Uciekł na widok policjanta.
- Zobaczywszy policjanta, uciekł.

Bu fotoğrafı görünce ailemi düşünüyorum.

Kiedy patrzę na to zdjęcie, przypomina mi się moja rodzina.

Beni görünce, bebek ağlamaya başladı.

Niemowlę zaczęło płakać na mój widok.

Tom Mary'yi çıplak görünce kızardı.

Tom się zarumienił gdy zobaczył Mary nagą.

Ne olduğunu görünce gitmeye karar verdik.

Widząc, co się dzieje, postanowiliśmy wyjść.

O, bir polis devriyesi görünce kaçtı.

Uciekł jak zobaczył patrol policji.

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

Bardzo mi ulżyło, że żyje i oddycha.

Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.

człowiek, który macha, wita cię i cieszy się, że cię widzi.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

Nigdy nie byłem w bibliotece bez chęci posiadania tyle czasu, żeby móc pójść tam i zostać dopóki nie przeczytam wszystkiego.