Translation of "Valizini" in French

Valizini taşıyayım.

Laisse-moi porter ta valise.

O, aceleyle valizini hazırladı.

Il a fait ses valises dans la hâte.

Bu, valizini bulduğum adam.

Voici l'homme dont j'ai trouvé la valise.

Yolculuğa çıkmak için valizini hazırlıyor.

Il prépare sa valise pour partir en voyage.

Tom zaten Mary'nin valizini arabadan çıkardı.

Tom a déjà sorti la valise de Mary de la voiture.

O dün gece valizini hazırlamayı bitirdiğinden dolayı bu sabah erken hazırlanabildi.

Elle a été en mesure d'être prête tôt, ce matin, parce qu'elle a terminé de faire ses bagages hier soir.

Yabancı bir ülkede pasaportunu kaybetmek valizini kaybetmekten veya cüzdanını çaldırmaktan daha kötüdür.

Perdre son passeport dans un pays étranger est pire que de perdre ses bagages ou de se faire voler son portefeuille.