Translation of "Veya" in English

0.034 sec.

Examples of using "Veya" in a sentence and their english translations:

Veya cesetlerimizle.

or with our bodies.

Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz.

you are a worker, a colleague, a student, a teacher

veya kilisenize ulaşın,

or your church,

Nefesini tuttun veya

or holding your breath,

"Burnunda veya damarlarında,

"Whether up your nose or in your vein,

Evet veya hayır.

Well, yes and no.

Hasta veya sağlıklı,

between sick and healthy,

Iyi veya kötü,

well and unwell,

İyi veya kötü

For better or for worse,

Yaptığımız veya yapacağımız

We make or do

Kırmızı veya kırmızı

or red-faced.

Gir veya çık.

Enter or exit.

Kola veya Pepsi?

Coke or Pepsi?

Tanrı veya doğa.

God or nature.

Küreselleş veya öl.

- Globalise or die.
- Globalize or die.

Globalleş veya öl.

- Globalise or die.
- Globalize or die.

Cisme veya gök cismine veya bir gezegene baktın mı?

Have you looked at an object or celestial body or a planet?

Alkol veya uyuşturucuya mı?

Alcohol or drugs?

veya hayatınızdaki mutsuzluğu attığınızı.

or unhappiness in your life.

veya sadakatsizlik kurbanı olduysanız

or been the victim of infidelity,

Patronumla veya çocuklarımla paylaşmasın.

or my boss or my kids.

Bir bütün veya kırılmış;

whole and broken;

Pas veya pirit gibi

like rust or pyrite, like fool's gold,

veya Idaho’da bunlar yapılabiliyorsa

in a small town in upstate New York and Idaho,

Utanıyoruz veya suçlu hissediyoruz.

We feel embarrassed or we feel guilty.

Bazılarını firmalarda veya topluluklarda

some we're going to need to do in businesses or in communities,

AVM veya pazar alışverişleri...

going into a shopping mall or going into a farmers market like this.

Sekiz veya dokuz yaşındaydım,

I was eight or nine,

Kimlikleri veya inançları yüzünden

The hate that we feel towards certain groups of people

veya mevcut evleri onarıyoruz.

or fix the ones they have,

veya ABD'deki korsan müziğin

and pirate music CDs in the USA

veya destekleyici çerçeve sunmalıyız.

for each climate threat we mention.

çünk mikrodalgalar veya radar

because microwaves, or radar,

veya dot-com krizini.

or the dot-com crash.

Bu görüşmenin linkini veya

link to this call or

veya birileri yalan söylüyor

or somebody is lying

veya da özgüven eksikliği

or lack of self-confidence

veya ailelerin organizesinde gerçekleşiyor

or happening in the families' organization

Birçok işten veya projeden

from many jobs or projects

ışık yaymıyor veya soğurmuyor.

doesn't emit or absorb light.

veya tıbbi masraflar için

clean water

Satın al veya öl!

Buy or die!

Özgür yaşa veya öl.

Live free or die.

Nasıl veya neden bilmiyoruz.

We don't know how or why.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.

Apples are red or green.

Okumayı veya yazmayı bilmiyor.

She doesn't know how to read or write.

Fransızca veya Almanca konuşamıyorum.

I can't speak French or German.

Elmaları soy veya yıka.

Peel the apples or wash them.

Neyin veya kimin suçu?

Who or what has the blame?

Fransızca veya Almanca bilmiyorum.

I don't speak French or German.

Tavla veya satranç oynayalım.

Let's play either backgammon or chess.

Ya da Buddha, veya Cengiz Han, veya düşünmek istediğiniz herhangi biri.

or Buddha, or Genghis Khan, or anyone else you want to think about.

Onlar çarşamba veya perşembe günü değil pazartesi veya salı günü gelebilirler.

They can come on Monday or Tuesday, but not on Wednesday or Thursday.

Her seferde bir veya birkaç.

It's one or a few at a time.

Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,

So when the genes get down-regulated or inflammation,

veya aç olmanın acısından kaçınmak.

or avoiding pain, like being hungry.

Günümüz elmas veya altın madencileri.

hoping to help make them shine.

Endüjen veya "ilkel" insanlarla kısıtlıydı.

were limited to indigenous or "primitive" people.

Anormal veya tuhaf yaftasını yapıştırıyor

We label it as abnormal or unusual,

Parasal zorluklar veya işsizlik gibi

single status or relationship breakdown,

Dehşete düştü kibrim veya vicdanım."

My conscience or my vanity appalled."

veya sadece sosyal medyayı trolleyen,

or whether it is just trolling through social media,

Arkadaşlık eksikliği veya kaybında oluşur.

of a lack or loss of companionship.

Uygunsuz davrandığını gördüğümüzde veya duyduğumuzda

behaving inappropriately towards an entrepreneur,

veya şimdi yaptığınız şey değildir.

or this thing that you are doing.

Akıllı telefon, tablet veya bilgisayar.

a smartphone, a tablet, a computer.

Kim olduğunu veya niçin güreştiğini

a scared teenager who didn't know who he was

veya belki de bunu düşünüyordur

or maybe he thinks this

veya bulunup bulunmadığı bilinmiyordu daha

or was still unknown

Torununuzu veya çocuğunuzu elinden tutup

Holding your grandchild or child

Alacağı maldan veya paradan vazgeçerek

by giving up the goods or money

veya yanlış anlama olduğunu düşündü

or misunderstanding

veya doğal doğum yapmış insanlar.

or people who perform manual labor.

Artık beslenme veya avlanma yoktu.

There was no more feeding, no more hunting.

Peru, Kolombiya veya Ekvador gibi.

such as Peru, Colombia or Ecuador.

Tom veya Mary pazara giderler.

Tom or Mary go to the market.

Bazı uydular patladılar veya çarpıştılar.

Some satellites have exploded or collided.

Söylenti doğru olabilir veya olmayabilir.

The rumor may or may not be true.

Koyun veya keçi mi bu?

Is this a sheep or a goat?

Dışarı çık veya içeri gel.

Get out or come in.

Beğen veya beğenme, bunu yapmalısın.

Like it or not, you must do it.

Hoşlan veya hoşlanma, görevini yapmalısın.

You must do your duty, whether you like it or not.

Almanca veya İngilizce konuşur musun?

Do you speak German or English?

Beğen veya beğenme, işinden ayrılmamalısın.

Whether you like it or not, you must stick to your work.

Domuz eti veya hiçbir şey.

It's pork or nothing.

Biletler online veya kapıda alınabilir.

Tickets are available online or at the door.

Sayılar kapılarda veya kapıların yanında.

The numbers are on the doors or next to the doors.

Çorba veya salata seçeneğiniz var.

You have the choice of soup or salad.

Çorba veya salata ile geliyor.

It comes with soup or salad.

Değeri farklılaşmış teklif olarak veya

whether you call it your differentiated value proposition

Bütün halkın veya etnik gurubun

We start to think that the entire community

Otobüsle, metroyla veya yürüyerek gidebilirsin.

You can go by bus, by metro or on foot.

Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı

Thousands were killed or wounded.

Yüzlerce insan öldürüldü veya yaralandı.

Hundreds of people were killed or injured.

Dikiş veya nakış yapmayı bilmiyorum.

I don't know how to sew or embroider.

Hiçbir şey görmedim veya duymadım.

I haven't seen or heard anything.

Er veya geç herkes ölür.

- Everybody dies eventually.
- Sooner or later everyone dies.

Sami şarkı söyleyemez veya oynayamaz.

Sami can't sing or act.

Fotoğraf veya video yok, lütfen.

No pictures or video, please.