Translation of "çıkardı" in French

0.008 sec.

Examples of using "çıkardı" in a sentence and their french translations:

Maskesini çıkardı

et se présente à moi.

Şapkasını çıkardı.

- Il retira son chapeau.
- Il a retiré son chapeau.

Pasaportunu çıkardı.

Il sortit son passeport.

Gömleğini çıkardı.

- Il retira sa chemise.
- Il a ôté sa chemise.
- Il a retiré sa chemise.

- Tom silahını çıkardı.
- Tom emaneti çıkardı.

- Tom sortit son arme.
- Tom a sorti son flingue.
- Tom dégaina son pistolet.

Google Haritayı çıkardı.

Google a retiré la carte.

O paltosunu çıkardı.

- Il ôta sa veste.
- Il enleva son manteau.

O ceketini çıkardı.

Elle retira son manteau.

O, mendilini çıkardı.

- Il sortit son mouchoir.
- Il a sorti son mouchoir.

Onu hafızasından çıkardı.

- Elle l'a oblitéré de sa mémoire.
- Elle l'oblitéra de sa mémoire.

Kral, elbisesini çıkardı.

- Le roi a enlevé ses vêtements.
- Le roi s'est déshabillé.

O omzunu çıkardı.

Il s'est disloqué l'épaule.

O, kılıcını çıkardı.

- Il tira son épée en un éclair.
- Il dégaina son épée en un éclair.

O, gömleğini çıkardı.

- Il tomba la chemise.
- Il retira sa chemise.
- Il a ôté sa chemise.
- Il a retiré sa chemise.
- Il a tombé la chemise.

O giysilerini çıkardı.

- Elle retira ses vêtements.
- Elle ôta ses vêtements.
- Elle a retiré ses vêtements.
- Elle a ôté ses vêtements.
- Elle se défit.
- Elle se dévêtit.

O, elbiselerini çıkardı.

- Il retira ses vêtements.
- Il ôta ses vêtements.
- Il a retiré ses vêtements.
- Il a ôté ses vêtements.

O elbiselerini çıkardı.

- Il retira ses vêtements.
- Il ôta ses vêtements.
- Il a retiré ses vêtements.
- Il a ôté ses vêtements.

Tom çivileri çıkardı.

Tom a arraché les clous.

Mary kolyesini çıkardı.

- Mary retira son collier.
- Mary a retiré son collier.

Tom kemerini çıkardı.

- Tom retira sa ceinture.
- Tom a retiré sa ceinture.

O, gömleğimi çıkardı.

Elle a tiré ma chemise.

Tom ampulü çıkardı.

Tom a dévissé l'ampoule.

O, paltosunu çıkardı.

- Il retira son manteau.
- Il retira son pardessus.

Tom eldivenlerini çıkardı.

Tom retira ses gants.

Tom ceketini çıkardı.

Tom enleva son manteau.

O, gözlüğünü çıkardı.

- Il retira ses lunettes.
- Il a retiré ses lunettes.

O onunla çıkardı.

Elle sortait avec lui.

Başını pencereden çıkardı.

Elle passa la tête par la fenêtre.

Tom şapkasını çıkardı.

Tom retira son chapeau.

Cerrah hastanın apandisini çıkardı.

Le chirurgien retira l'appendice du patient.

Linda, dilini dışarı çıkardı.

Linda tira la langue.

Mary piyanosunu satışa çıkardı.

Marie a mis son piano en vente.

Ondan sonra gözlüklerini çıkardı.

Il enleva ses lunettes après cela.

O, bir yumurta çıkardı.

Il a sorti un œuf.

O bir sorun çıkardı.

Il a soulevé un problème.

O beni yalancı çıkardı.

Il m'a fait passer pour un menteur.

Cüzdandan bir dolar çıkardı.

Il sortit un dollar de son portefeuille.

O bir defter çıkardı.

Il a sorti un cahier.

Juri onu temize çıkardı.

Le jury l'acquitta.

Tom çöpü dışarı çıkardı.

Tom sortit les poubelles.

O biraz para çıkardı.

Il retira quelques pièces.

Çantadan bir şey çıkardı.

Elle sortit quelque chose du sac.

O, sırrımı açığa çıkardı.

Il révéla mon secret.

Tom yüzüğü parmağından çıkardı.

Tom retira la bague de son doigt.

Cerrah yanlış organı çıkardı.

Le chirurgien a extrait le mauvais organe.

O, şişenin tıpasını çıkardı.

- Il débouchonna la bouteille.
- Il a débouchonné la bouteille.

O, maksimum sigortaya çıkardı.

Il a pris l'assurance maximum.

Oyunculardan biri gömleğini çıkardı.

- L'un des joueurs a retiré sa chemise.
- L'un des joueurs a ôté sa chemise.

Nihayet kediyi torbadan çıkardı.

- Enfin il vide son sac !
- Enfin il crache sa Valda !

Birisi hançeri sırtımdan çıkardı.

Quelqu'un a retiré le poignard de mon dos.

Erkek çocuk giysilerini çıkardı.

Le garçon a enlevé ses vêtements.

Cebinden bir kalem çıkardı.

Elle a pris un stylo dans sa poche.

O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

Il a sorti un calepin.

Mary kurabiyeleri fırından çıkardı.

Marie a sorti les gâteaux du four.

O güneş gözlüğünü çıkardı.

- Elle ôta ses lunettes de soleil.
- Elle a ôté ses lunettes de soleil.
- Elle retira ses lunettes de soleil.
- Elle a retiré ses lunettes de soleil.

O, onu çamurdan çıkardı.

- Elle l'extirpa de la boue.
- Elle l'a extirpé de la boue.
- Elle l'extirpa de la fange.
- Elle l'a extirpé de la fange.

O onu baştan çıkardı.

- Elle l'incita.
- Elle l'a incité.
- Elle l'a tenté.
- Elle le tenta.

Tom, Mary ile çıkardı.

- Tom sortait avec Marie.
- Tom et Marie étaient ensemble.

Herkes onu göklere çıkardı.

Tout le monde chantait ses louanges.

Herkes kendi sonuçlarını çıkardı.

Chacun a tiré ses propres conclusions.

Tom omzunu yerinden çıkardı.

Tom s'est disloqué l'épaule.

- O soyundu.
- Kıyafetlerini çıkardı.

Il se déshabillait.

Arkasından Google Video'yu da çıkardı.

Il a également sorti Google Video après lui.

Yüzüğünü çıkardı ve ona fırlattı.

- Elle a retiré son anneau et le lui a jeté.
- Elle retira son anneau et le lui jeta.

Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

Il a mis au jour la corruption à l'intérieur du gouvernement municipal.

Sıcak olduğu için ceketi çıkardı.

Il retira son manteau parce qu'il faisait chaud.

Tom'un davranışı beni çileden çıkardı.

- Le comportement de Tom m'a rendue furieuse.
- Le comportement de Tom m'a exaspéré.

Tom bir kurşun kalem çıkardı.

Tom sortit un crayon.

Sanırım Tom, Mary ile çıkardı.

Je pense que Tom est sorti avec Marie.

O, yumurtaları birer birer çıkardı.

Il sortit les œufs un à un.

Onlar yeni bir albüm çıkardı.

Ils ont sorti un nouvel album.

Onun görünüşü beni baştan çıkardı.

- Son apparence m'a trompée.
- Son apparence m'a conduit en erreur.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

John sortit une clé de sa poche.

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

Il avait plaisir à faire du vélo.

Tom kancayı balığın ağzından çıkardı.

Tom enleva l'hameçon de la gueule du poisson.

Tom bir çanta hatmi çıkardı.

Tom sortit un sac de guimauves.

- General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.
- General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı.

General Motors a licencié soixante-seize mille salariés.

Ve imzası niteliğindeki kırmızı rujuyla çıkardı.

et son rouge à lèvres caractéristique.

Nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

et comment le système de justice pénale fonctionne.

Arkasından Apple-3'ü de çıkardı

Il a également décollé de l'Apple-3 par derrière

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Tom se déshabilla et mit son pyjama.

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Le garçon se déshabilla puis enfila son pyjama.

O, cebinden bir madeni para çıkardı.

Il sortit une pièce de sa poche.

Tom yatağın altından bir kutu çıkardı.

- Tom tira une boîte de sous le lit.
- Tom a tiré une boîte de sous le lit.

- Tom itiraf etti.
- Tom günah çıkardı.

Tom a avoué.

Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.

Elle ouvrit son sac et sortit son carnet de chèques.

Tom saatini çıkardı onu masaya koydu.

Tom enleva sa montre et la posa sur la table.

Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.

Tom sortit son portefeuille pour payer l'addition.

Tom cebinden biraz bozuk para çıkardı.

- Tom a sorti quelques pièces de sa poche.
- Tom sortit quelques pièces de sa poche.

Dan, yürek parçalayan gerçekleri ortaya çıkardı.

Dan a révélé des vérités déchirantes.

O bir patlama gibi ses çıkardı.

Cela sonnait comme une détonation.

Mary elbisesini çıkardı ve duşa girdi.

Mary retira sa robe alla prendre une douche.

O, oyun oynarken köprücük kemiğini çıkardı.

Il s'est déboîté la clavicule en jouant.

Tom zaten Mary'nin valizini arabadan çıkardı.

Tom a déjà sorti la valise de Mary de la voiture.

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

Tom est sorti avec sa petite amie samedi soir.

O, gözlüğünü çıkardı ve kontak lenslerini taktı.

Elle retira ses lunettes et mit ses lentilles.

O, onu arabayla gezdirmek için dışarı çıkardı.

Il l'a emmenée dehors faire un tour en voiture.