Translation of "Toplamaya" in French

Onlar taş toplamaya başladılar.

Elles se sont mises à ramasser des cailloux.

Tom bavulunu toplamaya başladı.

Tom a commencé à préparer sa valise.

Bakın, ciddi şekilde su toplamaya başladı.

Ça fait des grosses cloques.

Sanırım valizimi toplamaya başlasam iyi olur.

- Je suppose que je ferais mieux de commencer à faire mes bagages.
- J'imagine que je ferais mieux de commencer à faire mes bagages.

Polis dedektifi DNA testi için numuneler toplamaya çalıştı.

L'enquêteur de police a soigneusement collecté des échantillons pour un test ADN.

Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.

Chaque année, ils sont des centaines à venir récolter ces trésors des profondeurs.

Radyo önümüzdeki deprem hakkında bizi uyardı ve eşyalarımızı toplamaya başladık.

La radio nous a averti de la survenue d'un tremblement de terre et nous avons commencé à rassembler nos affaires.

- Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.
- Hiç kimse gösteriş düşkünlerini sevmez.

Personne n'aime les putes qui veulent de l'attention.