Translation of "Başladılar" in French

0.007 sec.

Examples of using "Başladılar" in a sentence and their french translations:

- Bu yıl başladılar.
- Bu sene başladılar.

Ils ont commencé cette année.

Kendilerini süslemeye başladılar.

Ils se sont mis à décorer leurs corps.

Kızlar gülmeye başladılar.

Les filles se mirent à rire.

Dans etmeye başladılar.

- Ils commencèrent à danser.
- Elles commencèrent à danser.
- Ils ont commencé à danser.
- Elles ont commencé à danser.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

Ils se mirent immédiatement à travailler.

Onlar hep birlikte başladılar.

Ils commencèrent tous en même temps.

Onlar aynı zamanda başladılar.

Ils ont commencé en même temps.

Onlar taş toplamaya başladılar.

Elles se sont mises à ramasser des cailloux.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

Ils commencèrent à grimper sur la colline.

Ve tekrar tekrar konuşmaya başladılar.

les gens parlent en même temps que moi à maintes reprises.

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.

Ils se mirent à rire tous ensemble.

Bazı insanlar taş atmaya başladılar.

Des gens ont commencé à lancer des cailloux.

Güneş ve Ay parlamaya başladılar.

Le soleil et la lune avaient commencé à briller.

Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladılar.

Les séparatistes se sont mis à occuper l'aéroport.

Oysa artık bende etki yaratmaya başladılar!

Mais je les ai assimilées maintenant !

Ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

et après un certain temps, ils ont commencé à se battre

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Les savants commencèrent à trouver les réponses à ces questions.

1980 yılında bu arabayı yapmaya başladılar.

La production de la voiture commença en 1980.

Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.

Les Texans commencèrent à lever leur propre armée.

Sami ve Leyla flört etmeye başladılar.

Sami et Layla ont commencé à flirter.

Tokyo'da yeni bir tür araba satmaya başladılar.

Ils ont commercialisé un nouveau type de voiture à Tokyo.

Mirasçılar, paranın paylaşımı konusunda kayga etmeye başladılar.

Les héritiers commencèrent à se quereller lors du partage de l'argent.

Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.

Ils ont commencé à développer un nouveau site industriel près du fleuve.

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

les gens agissent comme s'ils appartenaient à cette génération

Bir süre sonra bu davalılar masraf yapmamak için beraber gidip gelmeye başladılar

après un certain temps, ces accusés ont commencé à aller ensemble pour éviter les dépenses

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Ben sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladılar.

Dès que je suis entré dans la classe, les étudiants ont commencé à poser des questions.