Translation of "Alışkanlığı" in French

0.004 sec.

Examples of using "Alışkanlığı" in a sentence and their french translations:

Başını kaşıma alışkanlığı var.

Il a l'habitude de se gratter la tête.

Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.

Vous devriez prendre l'habitude d'utiliser votre dictionnaire.

Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi.

Perry a pris l'habitude de penser à voix haute.

Onun kapıyı açık tutma alışkanlığı var.

Il a l'habitude de laisser la porte ouverte.

Ben erken kalkma alışkanlığı edinmek zorundayım.

Je dois acquérir l'habitude de me lever tôt.

Her zaman doğruyu söyleme alışkanlığı vardı.

Il avait l'habitude de toujours dire la vérité.

Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.

J'ai l'habitude d'aller marcher avant le petit-déjeuner.

Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.

Il a l'habitude de hocher la tête en écoutant une conversation.

Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır.

Il a la mauvaise habitude de mâchouiller son crayon.

Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.

Il avait l'habitude de faire une promenade chaque matin avant le petit-déjeuner.

Onun kötü birçok fazla şarap içme alışkanlığı var.

Il a la mauvaise habitude de boire trop de vin.

Onun kızgın olduğu zaman ayağa kalkma alışkanlığı vardır.

Il a l'habitude de se lever lorsqu'il est en colère.

Onun telefonda uzun süre kötü bir konuşma alışkanlığı var.

Elle a la mauvaise habitude de parler longtemps au téléphone.

Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var.

Elle a la mauvaise habitude de mâcher son crayon.

Bob'ın saat 10:00 'da yatağa gitme alışkanlığı vardır.

Bob va d'habitude au lit à 10 heures.

Bir defa kötü bir alışkanlığı başlayınca, ondan kurtulmak zor olabilir.

Quand on prend une mauvaise habitude, il peut être difficile de s'en débarrasser.

Onun her zaman geç kalmak gibi kötü bir alışkanlığı var.

Elle a la mauvaise habitude de toujours être en retard.

Ne kadar denersen dene, bu alışkanlığı bırakmanın zor olduğunu göreceksin.

Quoi que tu fasses, tu trouveras cela impossible de perdre cette habitude.

Karımın kamu tuvaletlerinden tuvalet kağıdı tomarlarını aşırmak gibi tuhaf alışkanlığı var.

Ma femme a l'étrange habitude de barboter des paquets de papier toilette des toilettes publiques.