Translation of "Vardı" in Korean

0.017 sec.

Examples of using "Vardı" in a sentence and their korean translations:

IPhone'larımız vardı,

아이폰을 가지고 갔고,

özçekim çubuklarımız vardı,

'셀카봉'도 가지고 갔고,

Go Pro'larımız vardı,

'GoPro'브랜드 카메라도 가지고 갔습니다.

Tavsiyelerine ihtiyacım vardı,

저는 그들의 조언이 필요했고,

Sadece sessizlik vardı.

그저 다들 조용했죠.

Gerçekten yüzlercesi vardı.

말 그대로 수백 개는 되더군요.

Boyun fıtığı vardı

지금 그분은 경추 간판 목디스크로 인한 탈출증으로,

Yardıma ihtiyacım vardı.

도움이 필요했습니다.

1200 hamal vardı...

짐꾼이 1,200명이나 있었어요.

çünkü özel zamanımız vardı

둘만의 시간을 보냈기 때문에 가능한 것이며

Tek bir amacımız vardı:

우리의 유일한 목표는

Bir takım ayarlamalar vardı,

그 후에 몇몇 수정된 게 있었어요.

Onların kısıtlı olanakları vardı.

그들에게 주어진 기회는 한정적이었지만

Bir soyada ihtiyacım vardı.

네 제게는 성(last name)이 필요했어요.

Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

제겐 동지가 필요했죠.

Kesinlikle yardıma ihtiyacım vardı.

확실히 도움이 필요했습니다.

Bir sürü kısıtlamam vardı.

많은 제약이 있었습니다.

Bir kadın vardı ve bize

"거기에서 한 여자가 우리에게

Ve manikür yapılmış tırnakları vardı.

손톱을 잘 관리하는 편이었습니다.

Aslında nesnel üretim koşulları vardı.

생산의 객관적 조건에 있었습니다.

Küçük, olağandışı bir kaya vardı.

작고 기이한 암석이 있었습니다.

Hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.

읽기를 전혀 배운 적이 없는 사람들도 있었습니다.

Freetown sokaklarını kirleten cesetler vardı.

프리타운 거리는 사상자로 발 디딜 틈이 없었습니다.

Tercih etmediğimiz birçok yol vardı.

우리가 택하지 않은 길이 많죠

Küçük bir peynir dükkânım vardı

저는 작은 치즈 가게를 가지고 있었는데

Verecekleri büyük bir haber vardı.

놀랄 만한 발표를 했습니다.

Ve deneyip çözme mücadelesi vardı.

이게 무엇인지 알아내야 할 과제와 직면했습니다.

Çok etkili bir sözü vardı

아주 의미심장한 그 분의 말을

çünkü babası olmayan arkadaşlarım vardı.

제 친구들 중 아버지가 없는 친구들이 있었거든요.

çünkü bunda çok emeğimiz vardı.

우리가 투자를 너무 많이 했으니까요.

Nefret dolu bir dünya vardı.

이해하며 고치고 싶습니다.

O gün yardıma ihtiyacı vardı

오늘까지도 도움이 필요해서

Almam gereken bir karar vardı.

결정을 내려야 했습니다.

Köklü bir değişikliğe ihtiyacım vardı.

‎근본적인 변화가 절실했죠

Geri verecek çok enerjim vardı.

‎자연에 환원할 에너지가 넘쳐 났죠

Dediğim gibi, 1200 hamal vardı...

짐꾼이 1,200명이나 있었는데...

Ama farklı bir şeylerimiz de vardı.

하지만 우린 남들과 좀 다른 것도 가지고 갔죠.

çünkü pasaportumda hâlâ seyahat uyarısı vardı.

제 여권에 여전히 경보가 걸려있었기 때문에요.

Her hafta yüzlerce yeni vaka vardı.

수백 명의 신규 감염자가 매주 속출했죠.

LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.

하지만 아리핀에게도 나눌 이야기가 있었습니다.

Ve tedavinin daha altı ayı vardı.

앞으로 받을 치료가 여섯 달이 더 남은 상황이었습니다.

Dikişe ihtiyacı vardı ama hastaneye gidemezdi.

상처를 꿰매야 했지만 병원은 갈 수 없었습니다.

Aklına gelen tek bir şey vardı.

머릿속엔 오직 한 가지 생각밖에 없었거든요.

Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman

저에겐 한 명의 친구가 있는데, 그 친구는 자신의 딸이 태어났을 때

Boyalar soyulmuştu, her yerde çatlaklar vardı.

페인트는 벗겨지고 건물은 온통 갈라져 있더라고요.

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

결국 본인과 가족들을 위해 장애수당을 받을 수 있었습니다.

Çok fazla bağırış ve öfke vardı.

수많은 고성과 분노가 오갔고

Hayata karşı inanılmaz bir iştahım vardı,

사는 동안 저는 식욕이 왕성했어요.

Bir de küçük bir çocuğumuz vardı.

‎곁에는 어린 자식도 있었죠

Bulduklarımızı silen Çinli hükümet yetkilileri vardı.

중국 정부 관계자들이 저희 리포트를 삭제했습니다

Ama biliyor musunuz? Keşfetmediğimiz bazı yollar vardı.

그런데 아시나요? 우리가 탐험하지 못한 길들이 있었습니다

Iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.

그렇지 않다고 주장하는 전문가들도 있습니다.

Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.

하지만 냉정하고 힘겨운 현실도 있습니다.

Annemde demans vardı ve beni artık tanıyamıyordu

어머니는 치매가 있으셔서 저를 이제 알아보시지 못하십니다.

Bir zamanlar Margaret isminde bir kadın vardı.

옛날에 미스 마가렛이라는 한 여성이 살고 있었습니다.

Ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.

핵무기는 10,000개 이상이었습니다.

30 yıl önce ise 23 savaş vardı,

하지만 30년 전에는, 전쟁 지역이 23 곳이었고

Altımda çimentodan zeminde yapışkan bir film vardı,

제 아래에 있던 시멘트 바닥은

İkisini tek bir yöne iten faktörler vardı

이 두 사람을 한 방향으로 이끄는 요소들이 있었습니다.

Benim trollerin pek azının bir beyni vardı,

트롤 중에는 머리가 꽤 돌아가는 사람들도 있다는 겁니다.

Hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

‎암컷 문어 옆에 ‎큰 문어가 있었어요

Bir kadın olarak daha büyük bir amacım vardı.

제가 더 큰 목표를 가진 여성이란 걸 이해하게 됐죠.

Sadece BBC ve CNN International izlememe izin vardı.

BBC, CNN 국제방송만 가능하고,

Ne bir işim ne de param vardı artık.

저는 돈도 없고, 직업도 없는 상태가 되었죠.

Ayrıca benim çok sevdiğim bir de büyükbabam vardı.

또 저에게는 사랑하는 할아버지가 있었습니다

Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.

우리 동네에 세 가족이 살았는데

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

물론, 고대에는 매우 많은 노예제도가 존재했습니다.

Ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı.

지하실에서도 자고 있는 사람들이 있었습니다.

Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı,

교실에는 나머지 아이들보다 큰 아이가 한 명 있었어요.

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

1950년대에, 그곳엔 약 2백만 마리의 물개들이 살았습니다.

Ayrıca adamın da benim gibi bir podkastı vardı,

게다가, 이번 남자는 저처럼 팟캐스트를 하고 있었습니다.

Ve bu gruplarla sosyal etkileşime girmekten kaçınma vardı.

접촉을 피하는 것이 있습니다.

Hizmet ekonomisi inşa etmek içinse 60 yılımız vardı.

서비스 경제를 이루는데 다시 60년이 걸렸습니다.

Birçok endişesi arasında güvenlik vardı uzun, açık yanları.

많은 깊어가는 걱정거리들은 그의 길고 노출된 측면의 안전에 관한 것이었다.

Duyduğum kadarıyla, beyaz gözleri ve kızıl saçları vardı.

외국인은 눈이 하얗고 머리카락이 붉은 줄 알았어요.

Göğsüme takılı bir kapakçık vardı, robotik bir kapakçık.

기계로 된 인공판막을 심장에 설치하는 수술을 받았습니다.

Ellerinde basketbol oynayan iki takımın videosu vardı ve deneklerden

그들은 두 팀이 농구하는 영상을 가지고

Güzelliği yeniden tanımlamak için daha iyi bir sebebim vardı.

아름다움을 다시 정의하겠다는 목표가 있어요.

Bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.

이 사람, 저 사람 있었어."

Tüm takım için benzin bulan bir dahimiz mi vardı?

회사의 천재 한 명이 모든 석유를 다 발견하고 다녀서일까요?

Dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

거대충돌설을 거부하고자 하는 과학자들이 있었습니다.

Ilgili hikâyeler vardı; kente göçlerin Zambiya'daki köylere etkilerinden tutun,

잠비아의 한 마을의 이농 현상이 가져온 결과부터

İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı

저는 인맥도 괜찮았고, 평판도 좋았습니다.

Dört gün içinde Napolyon Vilnius'a vardı, ama Barclay gitmişti.

나폴레옹은 4일 만에 빌뉴스에 도착했지만, 이미 바클라이는 사라진 뒤였다.

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

‎이렇게 멋진 날도 있었어요 ‎사르파 살파가 떼로 몰려 왔죠

Imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.

‎불가능한 확률을 이겨내고 ‎이 자리까지 왔으니까요

Bir sorun vardı. Askerler bu sefer halkın desteğini alamadı

한가지 문제가 있었습니다 이번에는 군부가 대중의 지지를 받지 못했습니다

En az 60 kişi hayatını kaybetti ve binlerce yaralı vardı.

60명 이상이 사망했고 수천 명의 부상자가 발생했죠.

Acının var olduğu her yerde bir iyileşme potansiyeli de vardı.

가보지 못했습니다.

Hollandalılardan Polonya kuvvetleri vardı Varşova, Prens Poniatowksi liderliğindeki bir kolordu

거기엔 바르샤바 공국의 포니아토프스키 왕자가 이끄는 폴란드 군단이 있었다.

Ufak bir ahşap bungalovumuz vardı. Suyun en yükseldiği noktanın altındaydı.

‎저희가 살던 작은 목조 방갈로는 ‎최고 수위선보다 지대가 낮았어요

Biraz eski moda gibi ama o zamanlar bunun bir nedeni vardı.

이건 꽤나 구식으로 보일 수도 있습니다. 하지만 푹 빠져 있을 수 있는 것입니다.

Ve bununla dehşete düşen iki grup insan vardı. Bir, laik kesim.

그리고 이 두려움에 사로 잡힌 두 그룹들이 있었습니다.

Bu Rusya'yı Japonya ile çatışmaya soktu, Mançurya ve Kore üzerinde de tasarımları vardı.

이 일로 러시아는 만주와 한반도에 진출하려는 일본과 갈등을 빚게 되었다.