Translation of "Vardı" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "Vardı" in a sentence and their arabic translations:

Bir atmosferi vardı suyu vardı

كان الجو ، الماء

IPhone'larımız vardı,

كان معنا هواتف iPhone الخاصة بنا

Acelemiz vardı.

كنا علی عجلة من أمرنا

Sami vardı.

وصل سامي.

Janie'de hepsi vardı.

جين كانت تعاني من كل هذه المشاكل.

özçekim çubuklarımız vardı,

وعصا السيلفي

Go Pro'larımız vardı,

وكاميرات جو برو “Go Pro”،

Bir danışanım vardı-

لقد كنت أعمل مع مريضتي مؤخرا -

Etrafındakilere bağışılıkları vardı.

هؤلاء الأطفال لهم مناعة من ما يحيط بهم.

Ama ayrıcalıklarım vardı.

ولكنني فعلت.

Tavsiyelerine ihtiyacım vardı,

احتجت نصائحهم،

Sadece sessizlik vardı.

الصمت فقط.

Gerçekten yüzlercesi vardı.

حرفيًا كان عددهم بالمئات.

Boyun fıtığı vardı

وقد أُصيبَت الآن بانزلاق في غضاريف الرقبة،

Ve ezilenler vardı

وكان هناك المظلومون

Bir şartları vardı

كان لديهم حالة

Muhtemelen hepsi vardı

ربما لديهم كل شيء

Manyetik kutbu vardı

كان لديه قطب مغناطيسي

Ve manyetosferi vardı

وكان لديها غلاف مغناطيسي

Diyenler vardı ya

كان هناك من قال

Yardıma ihtiyacım vardı.

كنت بحاجة إلى مساعدة.

1200 hamal vardı...

كان هناك 1200 حمّال‏.‏.‏.

Üç adam vardı.

كان هنالك ثلاثة رجال.

Ne tercihim vardı?

أي خيار كان لدي؟

Üç uçağımız vardı.

كان لدينا ثلاث طائرات.

Bir seçeneğin vardı?

كان لديك خيار.

Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.

أتانا زوّارٌ غيرُ متوقعين.

Sami'nin sırları vardı.

كانت لسامي أسرار.

Tren zamanında vardı.

وصل القطار على الموعد.

Sami'nin patlayıcıları vardı.

كانت عند سامي متفجّرات.

Sami'nin astımı vardı.

- كان سامي يعاني من الرّبو.
- كان سامي مصابا بالرّبو.

Yine ağalık düzeni vardı parası olan insanlar vardı

كان هناك أناس يملكون المال

Onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.

لعب دوراً فيه، وأنا لعبت دوراً آخر.

Siyah beyaz televizyonumuz vardı

كان لدينا تلفاز بشاشة بيضاء وسوداء

Naperville'de 19.000 öğrenci vardı.

مدينة نابرفيل بها 19,000 طالب،

çünkü özel zamanımız vardı

لأن لدينا وقتًا حصريًا معًا،

Her yerde çöp vardı,

هناك قمامة في كل مكان،

Tek bir amacımız vardı:

كان لدينا هدف واحد فقط وهو،

Bir takım ayarlamalar vardı,

وكان هناك بعض التعديلات،

Onların kısıtlı olanakları vardı.

كان لديهما فرص محدودة.

Çok sert polisleri vardı.

كانت الشرطة قاسية.

Bir soyada ihtiyacım vardı.

لقد احتجت إلى اسم عائلة.

Yine eleştirdiği şeyler vardı

كانت هناك أشياء انتقدها مرة أخرى

Mahalle kültürü vardı be

كان هناك ثقافة الحي

2 kilobayt rami vardı

كان هناك 2 كيلو بايت من الرامي

Çeşitli noktalardan çıkış vardı.

العديد من الغارات تم شنها من الوادي.

Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

وكنتُ أستطيع استخدام حليف.

Kesinlikle yardıma ihtiyacım vardı.

بالتأكيد كنت بحاجة إلى مساعدة.

Bir sürü kısıtlamam vardı.

كان لدي الكثير من القيود.

Uçakta 150 yolcu vardı.

كان هناك 150 راكباً على متن الطائرة.

Sadece ona ihtiyacım vardı.

هذا بالضبط ما كنت أحتاج إليه.

O, dün Londra'ya vardı.

وصل إلى لندن البارحة.

Hepsi on yumurta vardı.

كانت هناك عشرة بيضات بالإجمال.

Marie'nin bir kedisi vardı.

ماري كان لديها قط.

Tom'un yiyeceğe ihtiyacı vardı.

احتاج توم الطعام .

Tom'un neye ihtiyacı vardı?

ماذا احتاج توم؟

Birçok şeye ilgim vardı

إهتماماتي كانت كثيرة،

Sevgi ve saygı vardı.

كان هناك حب و احترام.

Leyla'nın paraya ilgisi vardı.

كانت ليلى مهتمّة بالمال.

Leyla'nın bir kızı vardı.

كانت ليلى بالفعل تملك ابنة.

Leyla'nın para sorunları vardı.

كانت عند ليلى مشاكل ماليّة.

Leyla'nın bikinili resimleri vardı.

كان عند ليلى صور لها بملابس البيكيني.

Sami'nin bir problemi vardı.

كان عند سامي مشكل حقّا.

Sami'nin dolabında iskeletler vardı.

كان سامي يخفي أسرارا.

Sami'nin korkunç gözleri vardı.

كانت عينا سامي مخيفتان.

Sami'nin üzerinde uyuşturucu vardı.

كان سامي يحمل مخدّرات معه.

Sami'nin bir motosikleti vardı.

كانت لدى سامي درّاجة ناريّة.

Sadece bir iskemle vardı.

كان هناك كرسي ‘‘ كرسي من دون ظهر ويكون مصنوع من الخشب والقش او القصب‘‘ واحد فقط

Benim iyi öğretmenlerim vardı.

كان لديّ مدرّسون جيّدون.

Düzenbazlar hileciler hurdacılar vardı çıkarcı insanlar vardı yine bu filmde

كان هناك محتالون و زبالون و أشخاص مهتمون بهذا الفيلم.

- Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- Hepimize yetecek kadar yiyecek vardı.

كان هناك ما يكفينا من الطعام.

- Fadıl'ın ikincil düşünceleri vardı.
- Fadıl'ın sonradan akla gelen düşünceleri vardı.

- أعاد فاضل التّفكير في الأمر.
- أعاد سامي النّظر في الأمر.

Bunun bir kaç nedeni vardı.

لعدة أسباب

Bir kadın vardı ve bize

"هناك تلك المرأة التي تكلمت عن

Ve manikür yapılmış tırnakları vardı.

وكانت تطلي أظافرها.

Aslında nesnel üretim koşulları vardı.

في الحقيقة كان على شروط الإنتاج الموضوعية.

Küçük, olağandışı bir kaya vardı.

بحجم كف طفل صغير.

Hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.

كان هنالك أناس لم يتعلّموا القراءة قط.

Ve düz bir popom vardı.

وكان لديّ عجيزة مسطحة.

Ama şöyle bir şey vardı,

ما أدهشني،

Kitabın kapağında bir fotoğraf vardı

على اليمين من الجهة الأمامية، صورة لي،

Bir de bu vardı tabii.

فهذه الحقيقة.

Elbette başka sebepler de vardı

ولكن كان هناك أسبابًا أخرى،

Freetown sokaklarını kirleten cesetler vardı.

وكست الأجساد شوارع فريتاون.

Tercih etmediğimiz birçok yol vardı.

‫هناك الكثير من المسارات التي لم نسلكها.‬

Küçük bir peynir dükkânım vardı

كنت أملك متجر جُبن صغير

Verecekleri büyük bir haber vardı.

أعلنا تصريحًا ضخمًا.

Ve deneyip çözme mücadelesi vardı.

وكنت أواجه تحدي معرفة ماهيته.

Çok etkili bir sözü vardı

لديها مقولة في غاية العمق

çünkü babası olmayan arkadaşlarım vardı.

لأنّه كان لدي بعضٌ من الأصدقاءِ بلا آباء

çünkü bunda çok emeğimiz vardı.

لأننا استثمرنا الكثير في ذلك.

Nefret dolu bir dünya vardı.

وفهمه وإصلاحه.

Kuzeyinde ise Galilee Vadisi vardı.

وتلال الجليل من الشمال

Yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

كان معدّل الفقر عند نسبة 39 بالمائة.

O gün yardıma ihtiyacı vardı

في ذلك اليوم احتاجت للمساعدة،

Almam gereken bir karar vardı.

كان عليّ أن أقرّر.

şöyle bir melodisi vardı hani

كان لديه لحن مثل هذا

Bir oyunumuz daha vardı istop

كان لدينا لعبة أخرى

Burada da fasulyeler nohutlar vardı

كان هناك فاصوليا وحمص هنا