Translation of "Başını" in French

0.011 sec.

Examples of using "Başını" in a sentence and their french translations:

Başını salladı.

Il hocha la tête.

Başını yastığa koydu.

Elle posa sa tête sur l'oreiller.

Tom başını salladı.

Tom hocha la tête.

Başını tavana çarptı.

Il s'est cogné la tête contre le plafond.

Başını öne eğdi.

Il inclina profondément la tête.

Tom başını kullandı.

- Tom a utilisé sa tête.
- Tom utilisait sa tête.

Başını dik tut.

Courage.

Başını aşağıda tut.

- Garde la tête basse !
- Gardez la tête basse !
- Faites profil bas !
- Fais profil bas !

Başını pencereden çıkarma.

Ne passe pas ta tête par la fenêtre.

Tom başını kaşıdı.

Tom s'est gratté la tête.

O, başını kaldırdı.

Elle dressa la tête.

O, başını salladı.

- Elle secoua la tête.
- Elle a secoué la tête.

Başını pencereden çıkardı.

Elle passa la tête par la fenêtre.

Onun başını istiyorum.

Je veux sa tête.

Gövdeyi ayırıp başını atın.

On prend le corps, on vire la tête.

...ve onunla başını yakalarız.

et on lui bloque la tête avec…

Ve onunla başını yakalarız

et on lui bloque la tête avec…

O, başını yastığa koydu.

Il posa la tête sur l'oreiller.

Annesi başını sallayarak kıkırdadı.

Sa mère ricana dans un hochement de tête.

Başını eğerek teşekkür etti.

Elle s'inclina en remerciements.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

- Elle s'est gratté la tête.
- Elle se gratta la tête.

Başını belaya sokmak istemiyorum.

- Je ne veux pas t'attirer d'ennuis.
- Je ne veux pas vous attirer d'ennuis.

Tom başını tıraş etti.

Tom a rasé son crâne.

Başını derde sokmak istemiyorum.

- Je ne veux pas vous attirer des ennuis.
- Je ne veux pas te mettre dans les ennuis.
- Je ne veux pas te mettre dans la merde.

O, başını tıraş etti.

Elle s'est rasée la tête.

Tom hızla başını salladı.

- Tom hocha la tête rapidement.
- Tom acquiesça rapidement.

Tom sessizce başını salladı.

- Tom acquiesça en silence.
- Tom a acquiescé en silence.

Başını kaşıma alışkanlığı var.

Il a l'habitude de se gratter la tête.

Onun başarısı başını döndürdü.

Le succès lui monta à la tête.

Kedim başını omzuma doğru ovdu.

- Mon chat frotta sa tête contre mon épaule.
- Ma chatte frotta sa tête contre mon épaule.

O utanç içinde başını eğdi.

Elle baissa la tête honteusement.

O, geçerken bana başını salladı.

- Il me fit un signe de la tête en passant.
- Il me fit signe de la tête en passant.

Sorumu yanıtlamak için başını salladı.

Il a incliné la tête en réponse à ma question.

Mahcup bir şekilde başını eğdi.

Il baissa la tête de honte.

Onaylama işareti olarak başını salladı.

- Elle hocha la tête en signe d'approbation.
- Il hocha de la tête en signe d'approbation.

O, onun başını belaya soktu.

- Elle l'a mis dans les ennuis.
- Elle le mit dans les ennuis.

O başını onun omzuna dayadı.

- Elle a posé la tête sur son épaule.
- Elle posa la tête sur son épaule.

Mary başını Tom'un omuzuna yasladı.

- Marie a posé la tête sur l'épaule de Tom.
- Marie posa la tête sur l'épaule de Tom.

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

Vous voulez que je lui immobilise la tête avec un bâton ?

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

Vous voulez que je lui immobilise la tête avec un bâton ?

Başını belaya soktuğunu asla görmek istemiyorum.

- Je ne veux jamais te voir t'attirer des ennuis.
- Je ne veux jamais vous voir vous attirer des ennuis.

O başını öne eğerek cevap verdi.

- Elle répondit d'un hochement de tête.
- Elle a répondu d'un hochement de tête.

Tom merdivenlerden düştü ve başını çarptı

Tom est tombé en bas des escaliers et s'est cogné la tête.

Başını salladı ve hiçbir şey söylemedi.

Elle secoua la tête et ne répondit rien.

Tom başını bir ağaç dalına çarptı.

Tom s'est cogné la tête à une branche d'arbre.

Düştü ve bir kayaya başını çarptı.

Il tomba et cogna sa tête contre un rocher.

Tom daha önce başını belaya soktu.

Tom s'est déjà attiré des ennuis.

- Başını kuma gömemezsin.
- Gerçekleri görmezden gelemezsin.

- Vous ne pouvez enterrer votre tête dans le sable.
- Tu ne peux pas enterrer ta tête dans le sable.

Tom zaman zaman başını derde sokuyor.

Tom a des problèmes de temps en temps.

Bir bölüm. Hatta ana şarkıcısı PSY'nin başını

est devenue si populaire en 2012. Elle a même conduit le chanteur, PSY, a avoir quelques

Yüzücü başını kaldırdı ve nefes nefese kaldı.

Le nageur dressa la tête et chercha après l'air.

Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.

Il a pris quelques coussins pour soutenir sa tête.

Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.

Il a l'habitude de hocher la tête en écoutant une conversation.

O teşvik edici bir şekilde başını salladı.

Il opina de manière encourageante.

- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.

Son mensonge l'a mis en mauvaise posture lorsque son patron a découvert la vérité.

De başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .

leader tactique, pouvait également lui causer des ennuis.

O yaşını başını almış. En azından otuz yaşında.

Elle n'est plus une jeunesse, elle a au moins trente ans.

Tom sadece başını hayır anlamında iki yana salladı.

Tom a seulement hoché la tête.

Tom başını tıraş etti ve sağcı bir gruba katıldı.

Dan se rasa la tête et rejoignit un groupe d'extrême-droite.

- Tom'un başını kaşıyacak vakti yok.
- Tom arı gibi çalışıyor.

Tom est aussi actif qu'une abeille.

Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o, başını salladı.

Tom chuchota quelque chose à l'oreille de Mary et elle hocha la tête.

Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.

Marie rougit extrêmement, baissa la tête et ne répondit rien.

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

et on lui bloque la tête avec… C'est de la tête que provient le danger.

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

Il faut mettre le gant en latex par-dessus ça, lui prendre la tête,

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

Il faut mettre le gant en latex par-dessus ça, lui prendre la tête,

Tüm dünyaya cep telefonu satışların başını çekiyor. Ancak, neredeyse hiç gelir

société domine les ventes de portables dans le monde. Pourtant ils ne font presque aucun

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.

On a deux possibilités. Soit on prend un bâton… et on lui bloque la tête avec…

- Onu ağlarken görmesin diye kafasını çevirdi.
- Kendisini ağlarken görmemesi için başını çevirdi.

Elle détourna la tête de peur qu'il puisse voir ses larmes.

Yılanlar için ne derler bilirsiniz, eğer başını kontrol ederseniz gövdeyi de kontrol edersiniz.

On dit que contrôler la tête d'un serpent, c'est lui contrôler le corps.

Saçlarımda endişe değilim”diyor kafa kesimi devam edebilir. " Ama balta düşerken başını geriye doğru çeker… ve düşen balta

Mais quand la hache tombe, il secoue la tête en arrière… et la hache qui tombe coupe les mains de