Translation of "Vardı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Vardı" in a sentence and their spanish translations:

Bir atmosferi vardı suyu vardı

tenía una atmósfera, tenía agua

IPhone'larımız vardı,

Teníamos nuestros iPhones,

Acelem vardı.

Tenía prisa.

Acelemiz vardı.

Estábamos apurados.

Şüphelerim vardı.

Tenía mis dudas.

Aksilikler vardı.

Ha habido dificultades.

Katliam vardı.

Hubo una carnicería.

Ateşim vardı.

Tenía fiebre.

Diğerleri vardı.

Había muchos otros.

- Paraya ihtiyacım vardı.
- Paraya ihtiyacı vardı.

Necesitaba dinero.

- Bir fikrim vardı.
- Bir düşüncem vardı.

Tuve una idea.

- İki tane turta vardı.
- İki turta vardı.

Eran dos tortas.

- Dün bir dolunay vardı.
- Dün dolunay vardı.

Ayer hubo luna llena.

Janie'de hepsi vardı.

Janie sufría todo eso.

özçekim çubuklarımız vardı,

teníamos nuestros selfie-sticks,

Go Pro'larımız vardı,

teníamos nuestras Go Pros,

Bir danışanım vardı-

Hace poco estaba trabajando con una clienta

Etrafındakilere bağışılıkları vardı.

Estos niños son inmunes a su entorno.

Ama ayrıcalıklarım vardı.

pero los tenía.

Tavsiyelerine ihtiyacım vardı,

Necesitaba su consejo,

Sadece sessizlik vardı.

Solo silencio.

Gerçekten yüzlercesi vardı.

Había literalmente cientos de ellos.

Boyun fıtığı vardı

Tuvo entonces un prolapso de disco cervical

Ve ezilenler vardı

y estaban los oprimidos

Bir şartları vardı

Tenían una condición

Muhtemelen hepsi vardı

probablemente lo tenían todo

Manyetik kutbu vardı

tenía un polo magnético

Ve manyetosferi vardı

y ella tenía una magnetosfera

Diyenler vardı ya

Hubo quienes dijeron

Yardıma ihtiyacım vardı.

Necesitaba ayuda.

1200 hamal vardı...

Había 1.200 porteadores...

Üç adam vardı.

- Ahí había tres hombres.
- Había tres hombres ahí.

Onun acelesi vardı.

Ella estaba apresurada.

Gözlerinde korku vardı.

Había miedo en sus ojos.

Tom'un acelesi vardı.

- Tom estaba apresurado.
- Tom estaba con prisa.

Yatakta 3 vardı!

¡Había 3 en la cama!

Tren zamanında vardı.

Nuestro tren llegó puntual.

Tren Londra'ya vardı.

El tren llegó a Londres.

Burada çiçekler vardı.

Aquí había flores.

Onun ikizleri vardı.

Ella tuvo gemelos.

Birçok çocukları vardı.

Ellos tuvieron muchos hijos.

Tom'un apandisiti vardı.

Tom tuvo apendicitis.

Uzun saçı vardı.

Él tenía melena.

Paraya ihtiyacım vardı.

Necesitaba dinero.

Paraya ihtiyacı vardı.

Necesitaba dinero.

Bir fikrim vardı.

- Se me ocurrió una idea.
- Tuve una idea.

Başka kim vardı?

¿Quién más estaba ahí?

İçinde ne vardı?

¿Qué había dentro?

Kaç tane vardı?

¿Cuántos había?

Bir şey vardı.

Había una cosa.

Ona ihtiyacım vardı.

- Lo necesitaba.
- Yo necesitaba eso.

Bir kavga vardı.

Hubo una pelea.

Üç uçağımız vardı.

Teníamos tres aviones.

Çok zamanın vardı.

- Tenían tiempo de sobra.
- Tenías tiempo de sobra.
- Tuviste tiempo sobrado.

Çok rüzgar vardı.

Hacía mucho viento.

Dün Tokyo'ya vardı.

Él ha llegado a Tokio ayer.

İki kek vardı.

Había dos pasteles.

Ken Kyoto'ya vardı.

Ken ha llegado a Kioto.

Bir önsezim vardı.

Tuve una premonición.

Bazı sorunlarım vardı.

Tuve algunos problemas.

Yapacak şeylerim vardı.

Tenía cosas que hacer.

Halledecek işlerim vardı.

- Tenía cosas de las que ocuparme.
- Tenía asuntos de los que ocuparme.

Bir patlama vardı.

Hubo una explosión.

Buna ihtiyacım vardı.

- Yo necesité esto.
- Yo necesitaba esto.

O, istasyona vardı.

Llegó a la estación.

Tom otele vardı.

Tom llegó al hotel.

Boruda hasar vardı.

Hubo daños a las tuberías.

Bir duruşma vardı.

Hubo un juicio.

Bir aksaklık vardı.

Hubo un obstáculo.

Bizim farklılıklarımız vardı.

Teníamos nuestras diferencias.

Yardıma ihtiyacımız vardı.

- Necesitábamos ayuda.
- Nosotros necesitábamos ayuda.

Benim şüphelerim vardı.

Yo tenía dudas.

Sana ihtiyacım vardı.

- Te necesitaba.
- Yo te necesité.

Bana ihtiyacın vardı.

Me necesitabas.

Oldukça geç vardı.

Llegó más bien tarde.

Bizim nedenlerimiz vardı.

- Teníamos nuestras razones.
- Teníamos nuestros motivos.
- Tuvimos nuestras razones.

Denizde adalar vardı.

Había islas en el mar.

Bir kayısım vardı.

Tuve un chavacano.

Silah sesleri vardı.

Hubo disparos.

Çiftlikte hayvanlar vardı.

Había animales en la granja.

Bir sessizlik vardı.

Hubo un silencio.

Gri saçları vardı.

Él tenía pelo gris.

Bir kaza vardı.

Hubo un accidente.

İki köprü vardı.

Había dos puentes.

Sokaklarda savaş vardı.

Hubo contiendas en las calles.

Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.

Teníamos visitas inesperadas.