Translation of "Reunirse" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Reunirse" in a sentence and their turkish translations:

Es hora de reunirse.

Toplanma vakti geldi.

Y propongan reunirse para #dialoguecofee.

ve #dialoguecoffee görüşmesi önerisinde bulunun.

Y ayudarla a reunirse con su hijo.

üç ay daha tuttu.

Está ocupado y no puede reunirse contigo.

O meşgul ve sizinle görüşemez.

Ellos decidieron reunirse ahí nuevamente después de veinte años.

Onlar yirmi yıldan sonra tekrar orada buluşmaya karar verdi.

El borde de un camino es el lugar perfecto para reunirse.

Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.

Cuando Napoleón regresó del exilio, Suchet fue a reunirse con él en París.

Napolyon sürgünden döndüğünde, Suchet onunla Paris'te buluşmaya gitti.

La gran mayoría de las personas a las que me acerco acceden a reunirse conmigo.

Yaklaştığım insanların büyük çoğunluğu benimle buluşmayı kabul etti.

- Ken fue al parque a juntarse con Yumi.
- Ken fue al parque para reunirse con Yumi.

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.