Translation of "Ellos" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Ellos" in a sentence and their turkish translations:

- Ellos tienen hambre.
- Ellos sienten hambre.
- Ellos están hambrientos.

Onlar açlık hissediyorlar.

- Ellos están embriagados.
- Ellos están ebrios.
- Ellos están borrachos.

Onlar sarhoş.

Para ellos, pero también con ellos.

umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.

- ¿Ellos vivían aquí?
- ¿Ellos vivieron aquí?

Onlar burada yaşadılar mı?

- Ellos tuvieron miedo.
- Ellos tenían miedo.

Onlar korktular.

Ellos ganaron.

Onlar kazandı.

Ellos gritaron.

Onlar bağırdı.

Ellos mintieron.

Onlar yalan söyledi.

Ellos aplaudieron.

Onlar alkışladı.

Ellos fumaron.

Sigara içtiler.

Ellos prometieron.

Onlar söz verdi.

Ellos corrieron.

Onlar koştular.

Ellos discutieron.

Onlar tartıştılar.

- Ellos hablan español.
- Ellos saben hablar español.

- Onlar İspanyolca konuşabilir.
- Onlar İspanyolca konuşabilirler.

- Ellos no se movieron.
- Ellos no cedieron.

Onlar kımıldamadılar.

- Ellos pueden entenderme.
- Ellos me pueden comprender.

Onlar beni anlayabilirler.

- Ellos saben qué ocurrió.
- Ellos saben qué pasó.

Onlar ne olduğunu biliyor.

- Ellos abandonaron su país.
- Ellos abandonaron su patria.

Onlar vatanlarını terk ettiler.

Para ser como ellos, debemos pensar como ellos.

Onlar gibi olmak için onlar gibi düşünmeliyiz.

- Ellos la llamaron Jane.
- Ellos la nombraron Jane.

Ona Jane adını verdiler.

Ellos escucharon un discurso escrito especialmente para ellos.

Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.

- Ellos no lo harán.
- Ellos no lo conseguirán.
- Ellos no van a tener éxito.

Onu yapmayacaklar.

Algunos de ellos.

Bazıları...

Todos ellos violentos.

Hepsi şiddet.

¿Qué sabrían ellos?

Onlar ne anlar ki?

ellos las seguirían.

bu kurallara uyacağını keşfetti.

Ellos están haciendo

yapıyorlar

Ellos caminaron juntos.

Beraber yürüdüler.

¿Ellos también vienen?

- Onlar da geliyorlar mı?
- Onlar da mı geliyor?
- Onlar da geliyor mu?

Ellos sí ganaron.

Onlar gerçekten kazandılar.

Ellos están felices.

- Onlar mutlular.
- Mutlular.
- Onlar mutlu.

Ellos cazaban zorros.

Tilkileri avladılar.

Ellos son vecinos.

Onlar komşu.

Ellos se hablaron.

Onlar birbirleriyle konuştular.

Ellos se saludaron.

Onlar selamlaştılar.

Ellos son artistas.

Onlar sanatçılar.

Ellos son doctores.

Onlar doktordur.

Ellos te traicionaron.

Onlar sana ihanet ettiler.

Ellos son pilotos.

Onlar pilotturlar.

Ellos se van.

Onlar gidiyorlar.

Ellos no entraron.

Onlar girmedi.

Ellos estaban satisfechos.

Onlar memnundu.

Ellos son rusos.

Onlar Rus.

Ellos nos conocen.

Onlar bizi tanıyor.

Ellos estaban ocupados.

Onlar meşgullerdi.

Ellos viven separados.

Onlar ayrı yaşarlar.

Ellos me saludaron.

Onlar beni selamladı.

Ellos se casaron.

- Onlar evlendiler.
- Evlendiler.

Ellos juegan ajedrez.

- Onlar satranç oynuyorlar.
- Onlar satranç oynuyor.
- Satranç oynuyorlar.

Ellos intentaron escapar.

Onlar kaçma girişiminde bulundular.

Ellos huelen mal.

Onlar kötü kokuyor.

Ellos lo descubrieron.

Onlar öğrendi.

Soy como ellos.

Ben onlara benzerim.

¿Ellos pueden verme?

Onlar beni görebiliyor mu?

Ellos lo arruinaron.

Onu mahvettiler.

Ellos se divertían.

Onlar eğlendiler.

Ellos querrán castigarlo.

Onlar onu cezalandırmak isteyecek.

- Sobrevivirán.
- Ellos sobrevivirán.

Onlar hayatta kalacak.

Ellos están equivocados.

Onlar yanılıyor.

Ellos están atrapados.

Onlar tuzağa düşürülmüş.

Ellos están vacíos.

Onlar çukur.

Ellos están escondidos.

- Onlar saklanıyor.
- Saklanıyorlar.

Ellos son aburridos.

Onlar sıkıcı.

Ellos se acordarán.

- Onlar unutmayacaklar.
- Onlar hatırlayacaklar.

- Ellos vendrán.
- Vendrán.

Onlar gelecek.

- Llamarán.
- Ellos llamarán.

Onlar arayacak.

- Atacarán.
- Ellos atacarán.

Onlar saldıracak.

Ellos se relajaron.

Onlar dinlendi.

- Aprueban.
- Ellos aprueban.

Onlar onaylar.

- Ellos votaron.
- Votaron.

Onlar oy verdi.

Ellos están vigilando.

Onlar izliyor.

¿Ellos son amigos?

Onlar arkadaş mı?

Ellos necesitan estudiar.

Onların çalışması gerek.

Ellos no entienden.

- Anlamazlar.
- Onlar anlamıyorlar.

¡Ve con ellos!

Onlarla birlikte git!

Ellos nunca aparecieron.

Tom hiç ortalarda görünmedi.

Ellos eran militares.

Onlar askerdi.

Quédate con ellos.

Onlarla birlikte kal.

Ellos estaban borrachos.

- Onlar sarhoştular.
- Onlar sarhoştu.

Ellos eran desertores.

Onlar asker kaçağıydı.

Ellos te temían.

Onlar senden korktular.

Ellos le respetan.

Onlar ona saygı duyuyorlar.

Ellos comen chocolate.

Onlar çikolata yerler.

Ellos tenían hambre.

Onlar açtı.

Ellos son profesores.

Onlar profesör.

Ellos se aman.

Onlar birbirlerini seviyorlar.

¿Adónde iban ellos?

Onlar nereye gidiyorlardı?

Ellos comen carne.

- Et yiyorlar.
- Onlar et yiyorlar.

Ellos me ayudaron.

Onlar bana yardım ettiler.

¿Hablan ellos francés?

Onlar Fransızca konuşamıyor mu?