Examples of using "Ellos" in a sentence and their turkish translations:
Onlar açlık hissediyorlar.
Onlar sarhoş.
umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.
Onlar burada yaşadılar mı?
Onlar korktular.
Onlar kazandı.
Onlar bağırdı.
Onlar yalan söyledi.
Onlar alkışladı.
Sigara içtiler.
Onlar söz verdi.
Onlar koştular.
Onlar tartıştılar.
- Onlar İspanyolca konuşabilir.
- Onlar İspanyolca konuşabilirler.
Onlar kımıldamadılar.
Onlar beni anlayabilirler.
Onlar ne olduğunu biliyor.
Onlar vatanlarını terk ettiler.
Onlar gibi olmak için onlar gibi düşünmeliyiz.
Ona Jane adını verdiler.
Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.
Onu yapmayacaklar.
Bazıları...
Hepsi şiddet.
Onlar ne anlar ki?
bu kurallara uyacağını keşfetti.
yapıyorlar
Beraber yürüdüler.
- Onlar da geliyorlar mı?
- Onlar da mı geliyor?
- Onlar da geliyor mu?
Onlar gerçekten kazandılar.
- Onlar mutlular.
- Mutlular.
- Onlar mutlu.
Tilkileri avladılar.
Onlar komşu.
Onlar birbirleriyle konuştular.
Onlar selamlaştılar.
Onlar sanatçılar.
Onlar doktordur.
Onlar sana ihanet ettiler.
Onlar pilotturlar.
Onlar gidiyorlar.
Onlar girmedi.
Onlar memnundu.
Onlar Rus.
Onlar bizi tanıyor.
Onlar meşgullerdi.
Onlar ayrı yaşarlar.
Onlar beni selamladı.
- Onlar evlendiler.
- Evlendiler.
- Onlar satranç oynuyorlar.
- Onlar satranç oynuyor.
- Satranç oynuyorlar.
Onlar kaçma girişiminde bulundular.
Onlar kötü kokuyor.
Onlar öğrendi.
Ben onlara benzerim.
Onlar beni görebiliyor mu?
Onu mahvettiler.
Onlar eğlendiler.
Onlar onu cezalandırmak isteyecek.
Onlar hayatta kalacak.
Onlar yanılıyor.
Onlar tuzağa düşürülmüş.
Onlar çukur.
- Onlar saklanıyor.
- Saklanıyorlar.
Onlar sıkıcı.
- Onlar unutmayacaklar.
- Onlar hatırlayacaklar.
Onlar gelecek.
Onlar arayacak.
Onlar saldıracak.
Onlar dinlendi.
Onlar onaylar.
Onlar oy verdi.
Onlar izliyor.
Onlar arkadaş mı?
Onların çalışması gerek.
- Anlamazlar.
- Onlar anlamıyorlar.
Onlarla birlikte git!
Tom hiç ortalarda görünmedi.
Onlar askerdi.
Onlarla birlikte kal.
- Onlar sarhoştular.
- Onlar sarhoştu.
Onlar asker kaçağıydı.
Onlar senden korktular.
Onlar ona saygı duyuyorlar.
Onlar çikolata yerler.
Onlar açtı.
Onlar profesör.
Onlar birbirlerini seviyorlar.
Onlar nereye gidiyorlardı?
- Et yiyorlar.
- Onlar et yiyorlar.
Onlar bana yardım ettiler.
Onlar Fransızca konuşamıyor mu?