Translation of "Ayudarla" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Ayudarla" in a sentence and their turkish translations:

- Debes ayudarla.
- Tienes que ayudarla.

Ona yardımcı olmalısın.

Pude ayudarla.

Ona yardım edebildim.

¿Intentas ayudarla?

Ona yardım etmeyi tasarlıyor musun?

- Pude ayudarla.
- Yo era capaz de ayudarla.

Ona yardım edebildim.

Tienen que ayudarla".

Ona yardım etmelisiniz."

Tengo que ayudarla.

Ona yardım etmeliyim.

Tienes que ayudarla.

Ona yardım etmelisin.

¡Debes ayudarla, y pronto!

Ona yardım etmelisin, ve çabucak!

¿Puedo ayudarla con algo?

Size erhangi bir konuda yardımcı olabilir miyim?

Él trató de ayudarla.

O ona yardım etmeye çalıştı.

Nadie vino a ayudarla.

Ona yardım etmek için kimse gelmedi.

Creo que deberíamos ayudarla.

Sanırım ona yardımcı olmamız gerekir.

Tú tienes que ayudarla.

Ona yardım etmen gerekli.

Tuve que ayudarla a entender

eğitimin, onun ve annesinin geleceğini

Tenía que ayudarla a soñar.

Hayallerine yardım etmek zorundaydım.

Tenía que ayudarla a creer.

İnancına yardım etmek zorundaydım.

Estoy demasiado ocupada para ayudarla.

Ben ona yardımcı olamayacak kadar çok meşgulüm.

No tengo tiempo para ayudarla.

Ona yardım edecek zamanım yok.

Tengo que ayudarla como sea.

- Ben, ne pahasına olursa olsun ona yardım etmeliyim.
- Ne pahasına olursa olsun ona yardım etmek zorundayım.

Era demasiado tarde para ayudarla.

Ona yardımcı olmak için çok geçti.

- Nadie vino a ayudarle.
- No vino nadie a ayudarla.
- Nadie vino a ayudarla.

Ona yardım etmek için kimse gelmedi.

Me enfurece que nadie pudiera ayudarla.

Hiç kimsenin ona yardım edememesine kızgınım.

Y tuve que ayudarla a soñar

Eğer ders çalışırsa

Él se ofreció voluntario para ayudarla.

O, ona yardım etmek için gönüllü oldu.

Él fue el primero en ayudarla.

Ona yardım eden ilk kişiydi.

Él hizo lo mejor para ayudarla.

Ona yardım etmek için elinden geleni yaptı.

Los amigos de Mary querían ayudarla.

Mary'nin arkadaşları ona yardım etmek istiyorlardı.

Y ayudarla a reunirse con su hijo.

üç ay daha tuttu.

Pensé en ayudarla a regresar a la guarida.

Yuvasına dönmesi için fiziksel olarak yardım etmeyi düşündüm.

- Nosotros no podemos ayudarla.
- No la podemos ayudar.

- Biz ona yardım edemeyiz.
- Ona yardım edemeyiz.

Tom descubrió que Mary tenía problemas y fue a ayudarla.

Tom Mary'nin başının belada olduğunu anladı ve ona yardım etmek için gitti.

- Nosotros no podemos ayudarla.
- Nosotros no la podemos ayudar.
- No la podemos ayudar.

- Biz ona yardım edemeyiz.
- Ona yardım edemeyiz.

- "¿Puedo ayudarlo?" "No, gracias. Solo estoy mirando."
- "¿Puedo ayudarla?" "No, gracias. Solo estoy mirando."

"Size yardım edebilir miyim?" "Hayır, teşekkürler. Sadece bakıyorum."

- Me ofrecí a ayudarle con sus tareas.
- Me ofrecí a ayudarla con su tarea.

Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.

Tengo miedo de que mis esfuerzos por ayudarla no sean más que una pérdida de tiempo.

Ona yardımcı olma çabalarımın sadece bir zaman kaybı olduğundan korkuyorum.