Examples of using "Borde" in a sentence and their turkish translations:
Kenarda dikkatli ol.
Bu sınır, geçirgen.
Batmanın eşiğindeyiz.
Kenara yakın gitme.
Biz savaşın eşiğindeyiz.
Elimin tam kenarından ısırdı.
ve sonra da kenardan aşağı ineceğim.
Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.
Tom ağlamak üzereydi.
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
ve sonra da bu kenardan, o enkazın yanına ineceğiz.
Adam ölümün eşiğindeydi.
Şirket iflasın eşiğinde.
O, uçurumun kenarında durdu.
O bir sinir krizinin eşiğinde.
Kalemim masamın kenarından düştü.
gerçek şu ki kıyametin eşiğinden dönmüştük
Zavallı kız ölümün eşiğindeydi.
- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.
Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.
Bardağı masanın kenarına yakın koymayın.
Onun işinin iflasın eşiğinde olduğunu duyuyorum.
Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.
Yuvasından çıkmış, ormanın kenarında dolaşıyordu.
Tom Mary'nin şarap bardağını ağzına kadar doldurdu.
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
Kanyon çok dar. Ben de kanyonun kenarından halatla inip
Genç bir kızın fena halde çürümüş cesedi otoyolun kenarında bulundu.
Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.