Translation of "Años" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Años" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Tienes 17 años?
- ¿Tenéis 17 años?
- ¿Tiene usted 17 años?
- ¿Tienen ustedes 17 años?

17 yaşında mısın?

- Tengo 19 años.
- Tengo diecinueve años.

Ben 19 yaşındayım.

- Tengo 24 años.
- Tengo veinticuatro años.

- Ben 24 yaşındayım.
- 24 yaşındayım.

"¿Cuántos años tienes?" - "Tengo dieciséis años."

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

- ¿Tienes diez años?
- Tienes diez años?

On yaşında mısın?

Entonces en 50 años, en 100 años,

belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

- Tengo dieciocho años.
- Yo tengo 18 años.

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.

- Tiene diecisiete años.
- Ella tiene diecisiete años.

- O, on yedi yaşındadır.
- O on yedi yaşında.

- Yo tengo 25 años.
- Tengo 25 años.

Ben yirmi beş yaşındayım

- Tengo doce años.
- Yo tengo 12 años.

12 yaşındayım.

¿Cuántos años tiene usted? – Tengo veintitrés años.

Kaç yaşındasınız? - Yirmi üç yaşındayım.

- ¿Cuántos años tiene él?
- ¿Cuántos años tiene?

O kaç yaşında?

- "¿Qué edad tienes?" - "Tengo dieciséis años."
- "¿Cuántos años tienes?" - "Tengo dieciséis años."

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

"¿Cuántos años tiene ella?" "Ella tiene doce años."

“O kaç yaşında?” “On iki yaşında.”

- Tengo 34 años.
- Tengo treinta y cuatro años.

34 yaşındayım.

- Tengo cuarenta y cinco años.
- Tengo 45 años.

Ben kırk beş yaşındayım.

- Él tiene ocho años.
- Ella tiene ocho años.

O sekiz yaşında.

- Ella vivió allí durante muchos años.
- Vivió allí muchos años.
- Vivió allí durante muchos años.
- Ella vivió allí muchos años.

Yıllarca orada yaşadı.

Con 18 años,

Jane 18'ine geldiğinde

Durante muchos años.

uzun yıllardır dans ediyordu.

Cuatro años después

Dört yıl çabuk geçti,

Tres años atrás,

geceyi hastanede geçirdiğini

Los últimos años,

Son yıllar içerisinde,

Con 15 años

15 yaşındayken

En dos años,

İki yıl içinde

Hace tres años

Üç yıl önce

Hace cien años

100 yıl önce ABD'de

Desde hace años

Yıllarca,

Hace 30 años

bu devrim

Hace nueve años.

Dokuz yıl önce.

1000 años después

1000 yıl sonra

Tengo 30 años

30 yaşındayım

Tengo ochenta años.

Seksen yaşındayım.

Transcurrieron muchos años.

- Yıllar geçip gitti.
- Yıllar geçti gitti.
- Seneler geçip gitti.
- Seneler geçti gitti.

¿Cuántos años tiene?

Kaç yaşındasın?

Tengo 27 años.

27 yaşındayım.

Cumplí veinte años.

Ben yirmiyi geçtim.

Pasaron los años.

Yıllar geçti.

Pasaron cuarenta años.

Kırk yıl geçti.

¿Cuántos años tenéis?

Kaç yaşındasınız arkadaşlar?

Tengo dieciocho años.

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.

Tengo 25 años.

25 yaşındayım.

Tengo doce años.

- On iki yaşındayım.
- 12 yaşındayım.

Tengo treinta años.

- Ben otuz yaşındayım.
- Otuz yaşındayım.

Tengo 19 años.

- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.
- 19 yaşındayım.

Tengo 34 años.

34 yaşındayım.

¿Cuántos años tienes?

Kaç yaşındasın?

Tiene treinta años.

O otuz yaşında.

Tengo dieciséis años.

Ben on altı yaşındayım.

Tengo cuarenta años.

Kırk yaşındayım.

Tengo 24 años.

24 yaşındayım.

Cumplí 16 años.

Ben 16 yaşına girdim.

Duró veinte años.

O yirmi yıl sürdü.

¿Cuántos años tengo?

Ben kaç yaşındayım?

Tengo 20 años.

20 yaşındayım.

Tengo trece años.

Ben on üç yaşındayım.

Llevan años peleados.

- Yıllardır savaşıyorlar.
- Yıllardır mücadele ediyorlar.

Tenéis cinco años.

Beş yaşındasınız.

Tiene siete años.

O, yedi yaşında.

- Construirlo tomó muchos años.
- Tardó muchos años en construirse.

Onu yapmak yıllarımı aldı.

¿Cuántos años duró la Guerra de los Cien Años?

- Yüz Yıl savaşları kaç yıl sürdü?
- Yüz-Yıl savaşı kaç yıl sürdü?

- Ya pasaron veinte años.
- Ya han pasado veinte años.

Yirmi yıl zaten geçti.

- Ahora, Muiriel tiene 20 años.
- Muiriel tiene 20 años ahora.
- Muiriel ahora tiene 20 años.

- Muiriel şimdi 20 yaşında.
- Muiriel şimdi 20.

Pasemos por esos años para que podamos entender esos años

biraz o yıllarda dolaşalım ki o yılları anlayabilelim

- Diez años es mucho tiempo.
- Diez años, eso es mucho.

On yıl uzun bir zamandır.

- Mi amigo tiene diecisiete años.
- Mi amiga tiene diecisiete años.

Arkadaşım on yedi yaşındadır.

- Tom falleció tres años atrás.
- Tom murió hace tres años.

Tom üç yıl önce vefat etti.

- Un siglo es cien años.
- Un siglo tiene cien años.

Bir asır yüz yıldır.

- Tengo 30 años de edad ahora.
- Ahora tengo treinta años.

Şimdi otuz yaşındayım.

- Le vi hace tres años.
- La vi hace tres años.

Ben onu üç yıl önce gördüm.

- Llevo años viviendo aquí.
- Hace muchos años que vivo aquí.

Yıllardır burada yaşıyorum.

- Ahora, Muiriel tiene 20 años.
- Muiriel tiene 20 años ahora.

Muiriel şimdi 20.

- Me casé hace 8 años.
- Me casé hace ocho años.

- Sekiz yıl önce evlendim.
- Ben sekiz yıl önce evlendim.
- 8 yıl önce evlendim.

- ¿Cuántos años tiene tu perro?
- ¿Cuántos años tiene su perro?

Köpeğin kaç yaşında?

- ¿Tienes más de dieciocho años?
- ¿Eres mayor de dieciocho años?

On sekiz yaşından büyük müsün?