Translation of "Orangután" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Orangután" in a sentence and their turkish translations:

El Proyecto Orangután pelea junto con todos sus socios

Orangutan Projesi, ortaklarıyla birlikte orangutanların tükenmesini

Grande, musculoso y naranja encendido, el icónico orangután de Asia.

Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.

Un orangután. Qué hace despierto a medianoche es un misterio.

Bir orangutan. Gece yarısı ayakta ne işi var, bilinmez.

Y cada orangután que muere, acerca a esta especie a la extinción.

Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler

Sospecho que el orangután es cazado por ser una peste para la agricultura,

Bence insanlar orangutanları tarımsal bir böcek olarak görülüp avlıyor,

Y creo que esa es una de las razones por las que ningún orangután ha matado a un ser humano.

tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

Y por supuesto, el orangután busca vivir y sobrevivir en un ambiente que ha sido destruido y podría querer defenderse.

orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.