Translation of "Intereses" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Intereses" in a sentence and their turkish translations:

Tenía muchos intereses

Birçok şeye ilgim vardı

Nosotros tenemos intereses en común.

Bizim ortak çıkarlarımız var.

Los intereses colectivos deben protegerse.

Toplu çıkarlar korunmalıdır.

Están en juego intereses grandísimos.

Hissede büyük kârlar var.

Administraba los intereses de su amigo.

O, arkadaşlarının işlerini idare etti.

Le presté 500 dólares sin intereses.

Ona faizsiz 500 dolar borç verdim.

Volverán a tener intereses totalmente distintos.

yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.

- Este banco siempre vela por sus intereses.
- Este banco siempre vela por sus propios intereses.

Bu banka her zaman kendi çıkarlarını gözetir.

Todo esto significa que los intereses actuales

Tüm bunlar demek oluyor ki şimdiki ilgi alanlarınız

Ellos habían trabajado juntos por intereses comunes.

Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.

La primera es identificar los intereses más importantes;

birincisi en yoğun ilgilerinizi belirlemek

Que hay una estrecha relación entre los intereses

işin uyuşması ile insanların işlerinde ne kadar başarılı ve mutlu olduğu

Por el bien de los intereses de las personas

insanların çıkarları uğruna

Debemos dejar de enfocarnos tanto en nuestros propios intereses

ilgilerimize bu kadar çok odaklanmayı bırakmalıyız.

Para no limitarnos a pagar los intereses de esta maldición.

böylece bu lanet şeyin sadece faizini ödüyor olmayız.

Que actúan en contra de los intereses de la humanidad.

insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.

Tengo la obligación de velar por los intereses de Tom.

- Tom'un çıkarlarına dikkat etmek zorundayım.
- Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.

Creo que esto no ocurre porque los intereses no importen,

Bence bunun nedeni ilgi alanlarınızın önemsiz olması değil,

Porque en realidad subestimamos lo mucho que esos intereses cambian.

çünkü biz onların ne kadar değişebildiğini gerçekten hafife alıyoruz:

Entonces, si no nos vamos a enfocar en los intereses,

O zaman, eğer ilgi alanlarımıza odaklanmayacaksak,

Un mundo donde podamos forjar vínculos con base en intereses compartidos

Ortak ilgi alanlarımızın bizi yakınlaştıracağı

Y en vez de preguntar cuáles son nuestros intereses y pasiones,

ve ilgi ve tutkularımızın ne olduğunu sormak yerine

La segunda es encontrar profesiones que se relacionen con esos intereses;

ikincisi bu ilgi alanlarıyla uyuşan meslekleri bulmak

Ciertamente, creemos que nuestros intereses importan más de lo que deberían

İlgilerimizin aslında olduklarından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz

A pesar de que son gemelas, no tienen muchos intereses en común.

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.

Toda persona tiene derecho a fundar sindicatos y a sindicarse para la defensa de sus intereses.

Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

Toda persona tiene derecho a la protección de los intereses morales y materiales que le correspondan por razón de las producciones científicas, literarias o artísticas de que sea autora.

Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

Vine aquí a buscar un nuevo comienzo para Estados Unidos y musulmanes alrededor del mundo, que se base en intereses mutuos y el respeto mutuo; y que se base en el hecho de que Estados Unidos y el Islam no se excluyen mutuamente y no es necesario que compitan. Por el contrario: coinciden en parte y tienen principios comunes, principios de justicia, progreso, tolerancia y la dignidad de todos los seres humanos.

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.