Examples of using "Totalmente" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle.
tarım kültürünü mahvetmişti
Şunun ne anlama geldiğini asla tam olarak anlayamayacağım:
bu kesinlikle mümkün.
Hiç beklenmedik bir durum.
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Bu kesinlikle iğrenç!
O tamamen normal.
Tamamen hareketsiz dur.
Kesinlikle saçma.
O çırılçıplak.
Tamamen faydasız.
Ben tamamen tükendim.
Ben bütünüyle sarhoşum.
Kafam tamamen karıştı.
Ben kesinlikle kızgınım.
Tamamen unuttum.
Tamamen kayboldum.
Tamamen karanlık.
O tamamen zararsız.
Cümleyi tamamen değiştirdim.
Hiç kıpırdamadan durarak...
Ben tamamen katılıyorum.
Tom'un tamamen kafası karışmış.
Tamamen yanılıyor.
- O epeyce sarhoş olmuştu.
- O tamamen sarhoş olmuştu.
- O bayağı sarhoştu.
O kesinlikle doğru.
Bu tamamen benim hatam.
Aynen dediğin gibi.
O tam bir yalan.
O kesinlikle kabul edilemez.
Tom kesinlikle dehşete düşmüş.
Bu tamamen kabul edilemez.
- O, olamaz.
- Olamaz.
Dünyam tamamen sessiz.
beni mahvediyordu.
Farklı bir dünyaydı.
kendimizi tamamen bir şeye vermeyi
Bu bölge ağzına kadar dolu!
Gökyüzü tamamen karanlıktı.
Bu keşif tamamen rastlantıydı.
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
O tamamen bitkindi.
- Oda tamamen döşenmiştir.
- Oda tamamen mobilyalıdır.
Bu sözlük hiç faydalı değil.
Otobüs tamamen doluydu.
Bina tamamen zarar gördü.
Onun eleştirisi tamamen yersizdi.
- Hepinizin hatalı olduğunu düşünüyorum.
- Bence hepiniz hatalısınız.
- Bana kalırsa hepiniz hatalısınız.
- Sanırım hepiniz hatalısınız.
- Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
- Sana tamamen katılıyorum.
- Ben tamamen size katılıyorum.
- Ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.
Sana tamamen katılmıyorum.
Bana karşı bütünüyle dürüst müydün?
Onun sözleri tamamen inandırıcı.
Tamamen ciddiyim.
Tom o kadar da şaşırmamıştı.
O beni tamamen deli ediyor.
Tom tamamen çaresiz hissetti.
Hâlâ tamamen ikna olmadım.
köküne kadar çürümüşlükle karşılaşırsınız,
O, tamamen asılsız bir söylenti.
O, para için oldukça ilgisiz.
Her durumda, ben zaten tamamen sizi affettim.
Bu konuda yüzde yüz ikna olmuş değilim.
Dediğin şey tamamen saçmalıktır.
Bunun hiç garip olduğunu sanmıyorsun.
Bu tartışma tamamen saçma. Unut gitsin!
yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
O tamamen zararsız bir insandır.
Kim bunu söyledi? Tamamen yanlış.
Atom bombası, Hiroşima'yı tamamen yok etti.
Artık bambaşka biriyim.
ve tamamen yeni bir kimlikle uyanıyorum.
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
Ben 3 ay önce sigarayı tamamen bıraktım.
Esperanto tamamen fonetik bir dildir.
- Tekniği eşsiz ve kesinlikle muhteşemdi.
- Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı.
Bu benim için tamamen yeni bir deneyim.
Tom tamamen siyah giymişti.
Onun eteği tamamen demode.
- Kamp yeri tamamen ıssızdı.
- Kamp yeri tamamen terk edilmişti.
Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.
Çocuk tamamen sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.
Tamamen normal.
Tom tamamen problemin farkında.
Kazaya karışan her iki araba tamamen tahrip olmuştu.
Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.
siz ve benden tamamen farklı bir şeyden yapılmış olduğuydu.
Bina deprem tarafından tamamen yıkıldı.