Translation of "Totalmente" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Totalmente" in a sentence and their turkish translations:

Totalmente.

Kesinlikle.

Recuperarse totalmente.

tarım kültürünü mahvetmişti

Nunca comprenderé totalmente

Şunun ne anlama geldiğini asla tam olarak anlayamayacağım:

Es totalmente posible.

bu kesinlikle mümkün.

Algo totalmente inesperado.

Hiç beklenmedik bir durum.

Quedó totalmente destruida.

Baksanıza, resmen paramparça olmuş.

¡Es totalmente asqueroso!

Bu kesinlikle iğrenç!

Es totalmente normal.

O tamamen normal.

Mantente totalmente quieto.

Tamamen hareketsiz dur.

Es totalmente ridículo.

Kesinlikle saçma.

Está totalmente desnudo.

O çırılçıplak.

Es totalmente inútil.

Tamamen faydasız.

Estoy totalmente exhausto.

Ben tamamen tükendim.

Estoy totalmente borracho.

Ben bütünüyle sarhoşum.

Estoy totalmente confundida.

Kafam tamamen karıştı.

Estoy totalmente furioso.

Ben kesinlikle kızgınım.

Me olvidé totalmente.

Tamamen unuttum.

Estoy totalmente perdida.

Tamamen kayboldum.

Está totalmente oscuro.

Tamamen karanlık.

Es totalmente inofensivo.

O tamamen zararsız.

- He cambiado totalmente la frase.
- He cambiado la frase totalmente.

Cümleyi tamamen değiştirdim.

Se queda totalmente quieta

Hiç kıpırdamadan durarak...

Estoy totalmente de acuerdo.

Ben tamamen katılıyorum.

Tom está totalmente desorientado.

Tom'un tamamen kafası karışmış.

Él está totalmente equivocado.

Tamamen yanılıyor.

Él estaba totalmente borracho.

- O epeyce sarhoş olmuştu.
- O tamamen sarhoş olmuştu.
- O bayağı sarhoştu.

Eso es totalmente correcto.

O kesinlikle doğru.

Es totalmente mi culpa.

Bu tamamen benim hatam.

Es totalmente como dices.

Aynen dediğin gibi.

Eso es totalmente mentira.

O tam bir yalan.

Eso es totalmente inaceptable.

O kesinlikle kabul edilemez.

Tom está totalmente aterrorizado.

Tom kesinlikle dehşete düşmüş.

Esto es totalmente inaceptable.

Bu tamamen kabul edilemez.

¡Eso es totalmente absurdo!

- O, olamaz.
- Olamaz.

Mi mundo es totalmente silencioso.

Dünyam tamamen sessiz.

Me había dejado totalmente destrozada.

beni mahvediyordu.

Era un mundo totalmente distinto.

Farklı bir dünyaydı.

Para entregarnos totalmente a algo

kendimizi tamamen bir şeye vermeyi

Esta zona está totalmente ocupada.

Bu bölge ağzına kadar dolu!

El cielo estaba totalmente oscuro.

Gökyüzü tamamen karanlıktı.

Ese descubrimiento fue totalmente casual.

Bu keşif tamamen rastlantıydı.

Él se sintió totalmente humillado.

O, tamamen aşağılanmış hissetti.

- Estaba totalmente agotado.
- Estaba agotadísimo.

O tamamen bitkindi.

La habitación está totalmente amueblada.

- Oda tamamen döşenmiştir.
- Oda tamamen mobilyalıdır.

Este diccionario es totalmente inútil.

Bu sözlük hiç faydalı değil.

El bus estaba totalmente repleto.

Otobüs tamamen doluydu.

El edificio fue destruido totalmente.

Bina tamamen zarar gördü.

Su crítica fue totalmente inapropiada.

Onun eleştirisi tamamen yersizdi.

Creo que estás totalmente equivocado.

- Hepinizin hatalı olduğunu düşünüyorum.
- Bence hepiniz hatalısınız.
- Bana kalırsa hepiniz hatalısınız.
- Sanırım hepiniz hatalısınız.

Estoy totalmente de acuerdo contigo.

- Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
- Sana tamamen katılıyorum.
- Ben tamamen size katılıyorum.
- Ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.

Estoy totalmente en desacuerdo contigo.

Sana tamamen katılmıyorum.

¿Has sido totalmente honesto conmigo?

Bana karşı bütünüyle dürüst müydün?

Sus palabras son totalmente creíbles.

Onun sözleri tamamen inandırıcı.

Lo digo totalmente en serio.

Tamamen ciddiyim.

Tom no estaba totalmente sorprendido.

Tom o kadar da şaşırmamıştı.

Ella me vuelve totalmente loco.

O beni tamamen deli ediyor.

Tom se sintió totalmente desamparado.

Tom tamamen çaresiz hissetti.

Aún no estoy totalmente convencido.

Hâlâ tamamen ikna olmadım.

Se encuentra que están totalmente podridos,

köküne kadar çürümüşlükle karşılaşırsınız,

Ese es un rumor totalmente infundado.

O, tamamen asılsız bir söylenti.

Él es totalmente indiferente al dinero.

O, para için oldukça ilgisiz.

De todos modos, estás totalmente perdonado.

Her durumda, ben zaten tamamen sizi affettim.

No estoy totalmente convencido de eso.

Bu konuda yüzde yüz ikna olmuş değilim.

Lo que dijiste es totalmente insustancial.

Dediğin şey tamamen saçmalıktır.

¿No crees que es totalmente raro?

Bunun hiç garip olduğunu sanmıyorsun.

Este argumento es totalmente ridículo. ¡Olvídelo!

Bu tartışma tamamen saçma. Unut gitsin!

Volverán a tener intereses totalmente distintos.

yine tamamen farklı şeylere ilgi duyuyor olacaksınız.

Sus palabras carecían totalmente de significado.

Onun sözleri tamamen anlamsızdı.

Él es un sujeto totalmente inofensivo.

O tamamen zararsız bir insandır.

¿Quién dijo eso? ¡Está totalmente equivocado!

Kim bunu söyledi? Tamamen yanlış.

La bomba atómica destruyó Hiroshima totalmente.

Atom bombası, Hiroşima'yı tamamen yok etti.

Ahora soy una persona totalmente distinta.

Artık bambaşka biriyim.

Me desperté con una identidad totalmente nueva.

ve tamamen yeni bir kimlikle uyanıyorum.

El chico depende totalmente de sus padres.

Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.

Dejé de fumar totalmente tres meses atrás.

Ben 3 ay önce sigarayı tamamen bıraktım.

El esperanto es una lengua totalmente fonética.

Esperanto tamamen fonetik bir dildir.

Su técnica fue única y totalmente asombrosa.

- Tekniği eşsiz ve kesinlikle muhteşemdi.
- Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı.

Es una experiencia totalmente nueva para mí.

Bu benim için tamamen yeni bir deneyim.

Tom se había vestido totalmente de negro.

Tom tamamen siyah giymişti.

Su falda está totalmente fuera de moda.

Onun eteği tamamen demode.

El sitio de acampada estaba totalmente desierto.

- Kamp yeri tamamen ıssızdı.
- Kamp yeri tamamen terk edilmişti.

El dolor es una sensación totalmente personal.

Ağrı tamamen kişisel bir duygudur.

El niño vino al mundo totalmente sano.

Çocuk tamamen sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.

- Es totalmente normal.
- Eso es bastante normal.

Tamamen normal.

Tom está totalmente al tanto del problema.

Tom tamamen problemin farkında.

- Los dos coches involucrados en el accidente quedaron totalmente destrozados.
- Ambos coches involucrados en el accidente quedaron totalmente destrozados.
- Ambos automóviles involucrados en el accidente quedaron totalmente destrozados.
- Los dos automóviles involucrados en el accidente quedaron totalmente destrozados.

Kazaya karışan her iki araba tamamen tahrip olmuştu.

Aparte de los relámpagos, ahora, está totalmente oscuro.

Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.

Está compuesta de algo totalmente diferente a nosotros.

siz ve benden tamamen farklı bir şeyden yapılmış olduğuydu.

El edificio fue totalmente destruido por el terremoto.

Bina deprem tarafından tamamen yıkıldı.