Examples of using "Presté" in a sentence and their turkish translations:
Ben ona dikkat etmedim.
Kameramı ona ödünç verdim.
Ona bir CD ödünç verdim.
Ona benim kalemimi ödünç verdim.
Ona bir dergi ödünç verdim.
Tom'a şemsiyemi ödünç verdim.
Arkadaşıma biraz para ödünç verdim.
Ona faizsiz 500 dolar borç verdim.
Geçen gün sana ödünç verdiğim kitabı okumayı bitirdin mi?
O, şemsiyesini unutmuştu bu yüzden ona benimkini ödünç verdim.
Tom'a biraz para ödünç verdim.
Bu ayın kirasını ödemesi için Mary'ye ödünç para verdim.