Examples of using "Dólares" in a sentence and their turkish translations:
Bana yüz dolar ver.
300 dolarım var.
30 dolar tuttu.
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
Ona on dolar borçluyum.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Size otuz dolar vereceğim.
Sadece üç dolarım kaldı.
Onun sadece 100 doları vardı.
Maliyeti sadece 10,00 dolar!
Ona beş dolar ödedim.
Sana on dolar borçluyum.
İşte 10,00 dolar.
O yaklaşık yirmi dolardı.
Ona 10,000 dolar ödendi.
Ona 100 dolar borçluyum.
Ona 1000 dolar borçluyum.
Ona on dolar borçluyum.
Sana beş dolar borçluyum.
Sadece yüz dolara ihtiyacım var.
- Sadece iki dolarımız var.
- Bizde sadece iki dolar var.
Bana üç yüz dolar borçlusun.
Yedi dolar, lütfen.
Sana 1.000 $ borçluyum.
Ona dört dolar ödedim.
Ben sadece üç dolar harcadım.
Sadece üç yüz dolara ihtiyacım var.
Bugün 100 dolar harcadım.
Biz ona dört dolar ödedik.
Onun elli doları vardı.
- O üç yüz dolar değer.
- Bunun fiyatı üç yüz dolar.
O, yüz dolar tasarruf yaptı.
Bana 1,000 dolar borçlusun.
O, yeni dolarla değişti.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
- Bana on dolara mal oldu.
- O, bana 10 dolara mal oldu.
Yaklaşık elli dolar ödeme yaptım.
Benim sadece üç dolarım var.
En az beş dolara mal olur.
Bu antika saat bin dolar değer.
58 dolar para çekilivermiş
Bu kitap dört dolar.
Her ay on dolar biriktirdim.
Onu on dolara sattım.
Onun 300 dolara mal olacağını hesapladım.
O, yaklaşık on beş dolara mal olacak.
Yüz dolar ile halledebilirim.
Bu CD'nin fiyatı on dolardır.
En az beş dolara mal olur.
Bu tişört on dolar.
O on beş dolardan daha azdı.
Yedi gün için kırk dolar.
Kitap on beş dolar tutar.
Havuç üç dolar.
Nick bana on dolar borçludur.
Her kişi bin dolar ödedi.
Ben sadece yüz dolar kaybettim.
Onu on dolara aldım.
- Sana 30 dolar borçluyum.
- Size 30 dolar borçluyum.
Tom bana otuz dolar verdi.
Bu dolarları değiştirir misin?
O şapka elli dolara mal oldu.
Bu gömlek on dolardır.
O otuz bin dolar kazandı.
Bu şapka on dolara mal oldu.
Bu şapka 30 dolara mal oldu.
Bu masanın fiyatı üç yüz dolar.
O her hafta bir kenara on dolar koyar.
30 dolara bir kamera satın aldım.
En fazla 50 dolar ödeyecek.
İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
Toplamı yaklaşık on bin dolar.
Bill, gezisi için bir kenara yüz dolar koydu.
ve milyarlarca dolar kurtarabilir.
üç alıştırma belirledik.
büyük bir gemiye
Banka ona 500 dolar kredi verdi.
Fatura 500 dolar tutuyordu.
Her birey 1.000 dolar ödedi.
O, bir yüz dolarlık banknottu.
CD'yi almak size on dolara mal olacak.
Yüz dolar sadece bozuk para.
1000 dolar büyük bir yekundur.
Bunun ona 100 dolara mal olacağını hesap etti.
Henry'nin azami altı doları var.
Bana saat başı on dolar ödenir.
Onun borcu 100 dolara geldi.
Onun borcu yüz dolara ulaştı.
O, günde 20 dolar kazanır.
On dolar ödemeye niyetim yok.