Examples of using "Inminente" in a sentence and their turkish translations:
Ölüm yakındır.
Yakın zamandaki gidişi için hazırlandı.
Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.
Güneş batmak üzereydi.
bu nedenle, yaklaşmakta olan kaderleri uykumu hiç kaçırmadı.
Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında.
Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.
Gelecek atağı bekleyen Kartacalı askerler kayalıklar üzerinde sıkı durdular.
Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.