Translation of "Tormenta" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Tormenta" in a sentence and their turkish translations:

- La tormenta ha cesado.
- La tormenta ha amainado.

Fırtına hafifledi.

Viene una tormenta.

Bir fırtına geliyor.

La tormenta aflojó.

Fırtına sakinleşti.

La tormenta amainó.

- Fırtına yatıştı.
- Fırtına dindi.

Amaga la tormenta.

Fırtına korkutur.

- Se acerca una gran tormenta.
- Una gran tormenta se aproxima.

Gelen büyük bir fırtına var.

Nos atrapó una tormenta.

Biz bir fırtınaya yakalandık.

Una tormenta se avecina.

Bir fırtına patlamak üzeredir.

Nadie mencionó una tormenta.

Kimse bir fırtınadan söz etmedi.

- Después de la tormenta llegó la calma.
- Tras la tormenta llegó la calma.
- Tras la tormenta se hizo la calma.

Fırtınadan sonra, hava sakindi.

Se forman nubes de tormenta

Fırtına bulutları toplanıyor.

Me encanta esta tormenta solar.

Ben bu güneş fırtınasını seviyorum.

Viene una tormenta de arena.

Bir kum fırtınası yaklaşıyor.

Viene una tormenta de nieve.

Bir kar fırtınası geliyor.

Viene una tormenta de hielo.

Bir buz fırtınası geliyor.

La tormenta causó numerosos daños.

Fırtına çok hasara sebep oldu.

La tormenta tumbó un árbol.

Fırtına bir ağacı devirdi.

Parece que viene una tormenta.

- Bir fırtına yaklaşıyor gibi.
- İçeri giren bir fırtına var gibi görünüyor.

Va a haber una tormenta.

Bir fırtına olacak.

La tormenta paró el tren.

Fırtına, treni durdurdu.

La tormenta derribó muchos árboles.

Birçok ağaç fırtına tarafından yıkıldı.

- Después de una tormenta, viene la calma.
- Después de la tormenta viene la calma.

Her yokuşun bir inişi vardır.

Esa no fue una tormenta ordinaria.

O, sıradan bir fırtına değildi.

La tormenta no causó daño alguno.

Fırtına hiçbir hasara neden olmadı.

La tormenta se hizo un tifón.

Fırtına bir tayfuna dönüştü.

Parece que la tormenta ha amainado.

- Fırtına sakinleşti gibi görünüyor.
- Görünüşe göre fırtına dindi.

La tormenta de nieve no amainaba.

Kar fırtınası devam etti.

Ese viento es presagio de tormenta.

Bu rüzgar, fırtınanın habercisi.

Este viento es señal de tormenta.

Bu rüzgar fırtınanın bir işaretidir.

Pueden haber rayos durante una tormenta.

Yıldırım bir fırtına anında oluşabilir.

El mar estaba agitado por la tormenta.

Fırtınadan dolayı deniz haşindi.

Hubo una tormenta violenta en el mar.

Denizde şiddetli bir fırtına vardı.

El techo estaba dañado por la tormenta.

Çatı fırtınadan zarar görmüştü.

El barco se hundió durante la tormenta.

Tekne fırtına sırasında battı.

La tormenta se tornó aún más violenta.

Fırtına daha da şiddetlendi.

Esta es una tormenta tropical. Terminará pronto.

Bu tropik bir fırtınadır. Yakında sona erecek.

Era la calma antes de la tormenta.

Fırtına öncesi sessizlikti.

La tormenta nos impidió llegar a tiempo.

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

La tormenta no amainó por varias horas.

Fırtına birkaç saattir yavaşlamadı.

Después de la tormenta viene la calma.

Yağmurdan sonra, güzel hava.

Una tormenta se acercaba a nuestra ciudad.

Bir fırtına kentimize yaklaşıyor.

La cabaña fue desgarrada por la tormenta.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

La tormenta no mostró señales de amainar.

Fırtına hiçbir hafifleme işareti göstermedi.

Puede ser peligroso conducir durante una tormenta.

Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.

Un gran árbol cayó en la tormenta.

Büyük bir ağaç fırtınada düştü.

La tormenta tomó a todos por sorpresa.

- Fırtına herkesi gafil avladı.
- Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.

Mi lucha no es escapar de la tormenta.

Mücadelem fırtınadan kaçmak değil.

Ellos sólo están esperando que la tormenta cese.

Sadece fırtınanın geçmesini bekliyorlar.

Ellos llegaron tarde a causa de la tormenta.

Fırtınadan dolayı geç vardılar.

Una tormenta impidió que el avión se despegara.

Bir fırtına uçağın kalkmasını engelledi.

Todos los pasajeros se marearon durante la tormenta.

Tüm yolcuları fırtına sırasında deniz tuttu.

Tras la tormenta, el mar estaba en calma.

Fırtınadan sonra, deniz sakindi.

Pospusimos nuestra salida a causa de la tormenta.

Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.

- Una tormenta es peligrosa.
- La tempestad es peligrosa.

Fırtına tehlikelidir.

Se cortó la luz gracias a la tormenta.

Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.

Esta es la calma antes de la tormenta.

Bu fırtınadan önceki sessizliktir.

La tormenta causó severos daños a la cosecha.

Fırtına ekinlere büyük zarar verdi.

Aquel que siembra el viento, recogerá la tormenta.

Rüzgar eken fırtına biçer.

El partido fue interrumpido debido a una tormenta.

Sağanak yağmur nedeniyle maç durduruldu.

Los edificios fueron afectados por la tormenta anoche.

Binalar dün gece fırtınadan zarar gördü.

Debe estar loco para salir con esta tormenta.

Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.

El roble siguió erguido después de la tormenta.

Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.

La gente no estaba preparada para la tormenta.

İnsanlar fırtına için hazır değildi.

Los truenos indican que la tormenta se acerca.

Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.

Un gran árbol fue tumbado por la tormenta.

Büyük bir ağaç fırtınada devrildi.

El fuerte viento indica que se acerca una tormenta.

Güçlü rüzgar bir fırtınanın geleceğini gösterir.

Él no pudo salir debido a una terrible tormenta.

Kötü bir fırtına nedeniyle dışarı çıkamadı.

La cabaña fue rota a pedazos por la tormenta.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

Después de la tormenta, el mar retomó la calma.

Fırtınadan sonra deniz tekrar sakinleşti.

Apenas había entrado en casa cuando estalló la tormenta.

Fırtına patladığında ben ancak eve varmıştım.

Una tormenta de nieve inusual arruinó nuestro viaje escolar.

Okul gezimiz alışılmadık bir kar yağışı nedeniyle berbat oldu.

Conducir en medio de una tormenta fue una pesadilla.

O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.

- Esta es la peor tormenta que ha habido en diez años.
- Esta es la peor tormenta de los últimos diez años.

Bu on yıl içindeki en kötü fırtına.

La claridad del cielo indicaba que la tormenta había pasado.

Gökyüzünün parlaklığı fırtınanın geçtiğini gösterdi.

Tuvimos que posponer la reunión a causa de la tormenta.

Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.

Lejos de terminar, la tormenta se volvió mucho más intensa.

Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.

La tormenta le causó un gran daño a su propiedad.

- Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- Fırtına onun mülkiyetine büyük zarar verdi.

Debido a la tormenta, estuvimos obligados a quedarnos en casa.

Fırtına yüzünden evde kalmak zorundaydık.

La tormenta me impidió el salir a dar un paseo.

Fırtına yürüyüş için dışarı çıkmamı engelledi.

Si no hubiera sido por la tormenta, habría llegado antes.

Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.

Los horarios de trenes se vieron trastornados por la tormenta.

Tren saatleri fırtına yüzünden altüst olacak.

El avión se encontraba en el ojo de la tormenta.

Uçak fırtınanın ortasına girmişti.

Tuvimos que quedarnos en casa por causa de la tormenta.

Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.

Olvidé cerrar las contraventanas antes de que la tormenta golpeara.

Fırtına çarpmadan önce pencereleri kapatmayı unuttum.

Otro efecto de la tormenta solar en el mundo es que

solar fırtınanın dünyada ki bir diğer etkisi ise şu

El tren se retrasó por una hora debido a la tormenta.

Tren fırtına yüzünden bir saat gecikti.

El barco no pudo dejar el puerto debido a la tormenta.

Fırtınadan dolayı, gemi limandan ayrılamadı.

Fue un día de tormenta y la nieve estuvo cayendo deprisa.

Fırtınalı bir gündü ve kar hızlı yağıyordu.

Si no hubiera sido por la tormenta, habría llegado antes yo.

Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.

Perdí el sentido de la orientación en la tormenta de nieve.

Kar fırtınasında yön duyumu kaybettim.

Y salí a los escalones del tribunal, y había una tormenta mediática.

Adliyenin basamaklarından inerek çıktığımda bir basın fırtınası vardı.

De acuerdo a la radio, una tormenta es inminente en el norte.

Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında.

La entrega de los bienes se retrasó a causa de la tormenta.

Malların teslimi fırtına nedeniyle ertelenmişti.