Examples of using "позволяют" in a sentence and their turkish translations:
Kurallarımız buna izin vermemektedir.
Tom'un ebeveynleri gece geç saatlere kadar onun dışarıda kalmasına izin verdi.
...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...
Uydular çok yoğun gözlemler gönderiyorlar,
bu olasılıkları test etmemize olanak sağlıyorlar
''Avukatlar bunu söylememize izin vermiyor'' dediler.
günümüzdeki eğlencenin bizi ayrıştırmasına neden olduğuna inanıyorum.
Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.
Onun yeteneği iş için onu yeterli kılıyor.
Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
Tom'un ebeveynlerinin Tom'a hafta sonlarında geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin verdiklerini bilmiyordum.
Ebeveynlerim bana çıkmak istediğim kişiyle çıkmama izin vermezdi.
ve esnek dış tabakalar bir golfçü deliğe yaklaştığında dönüşü kontrol etmesine izin verir.
Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.