Examples of using "гулять" in a sentence and their turkish translations:
Yürüyüşe gidiyor musun?
Yalnız yürümeyi seviyorum.
- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.
günlerce haftalarca yürüyorlar
Yürüyüşe çıktı.
Biz yürüyüşe gidiyoruz.
Yürüyüş için dışarıdaydım.
Gezecek misin?
Tom çıkmayı seviyor.
Mary çıkmayı seviyor.
Yürümeyi seviyorum.
Tom yürüyüşe çıkıyor.
Yağmurda yürümek istiyorum.
O, parkta yürümeyi sever.
Canım dışarı yürüyüşe çıkmak istemiyor.
O, yalnız başına yürüyüşe çıkmayı sever.
Tom yürüyüş yapıyor gibi hissetti.
Gece yürümeyi severim.
Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
Tek başıma yürümekten hoşlanıyorum.
Yürüyüşe çıplak çıkma!
Sanırım gece yalnız yürümek tehlikelidir.
Geceleri parkta yürüyüşe gitmeyin!
Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkacağız.
Küçük çocuk annesiyle birlikte yürüyüşe çıkar.
Saat 10'dan sonra dışarıda kalmam yasak.
Doğada yürümekten hoşlanırım.
Tom köpeğini yürüyüşe götürdü.
Nehir boyunca yürümeyi severim.
Biz bir yürüyüş için parka gittik.
O yalnız yürümekten hoşlanır.
O benimle yürümeyi sever.
Ben sadece yürüyüşe gidiyorum.
Tom Mary ile yürümekten hoşlanır.
Tom ormanda yürüyüş yapmayı sever.
Köpeğimle bir yürüyüşe çıkıyorum.
Parkta yürümeyi seviyorum.
Yağmur durduğunda, yürüyüşe çıkalım.
Tom yürüyüşe çıkmak istemedi.
Tom yürüyüşe çıkmak istemiyor.
- Yağmur dinince yürüyüş yapalım.
- Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıkalım.
Tom geceleri kendi başına dışarı çıkmak için çok genç.
Özellikle sabahları yürümeyi severim.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
Şu anda yürümek istemiyorum.
Amaçsızca yürümekten hoşlanırım.
Biriyle geziyordu.
Gece yalnız yürümek güvenli değildir.
Onların bahçede dolaşmasına izin verdi.
Dedem her gün yürüyüşe çıkar.
O her sabah yürüdüğünü söyledi.
Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.
Ebeveynlerim erkeklerle dışarı çıkmama izin vermezdi.
Yürüyüşe mi gidiyoruz?
O, onunla birlikte yürüyüşe gitmezdi.
Tom nehir kenarında yürümeyi sever.
İyi hissettiğimde yürüyüşe giderim.
Yarın hava güzel olursa yürüyüşe gideceğim.
Hava kötüyse yürüyüşe çıkmayacağız.
Yağmur durduğunda köpeği yürüyüşe çıkaracağım.
Yürüyüşe çıkalım.
Yürüyüşe gidebilir miyim?
Sabahları nehir boyunca yürümeyi severim.
Her sabah yürüyüşe giderim.
Dedem yürümeyi sever.
Biz parkta yürüyüşe gidiyoruz.
O sabah altıya kadar dışarı çıkmak için çok yaşlı.
O kadar sıcaktı ki uzun süre yürüyemedik.
Köpeği yürüyüşe çıkar.
Odanızı temizleyene kadar arkadaşlarınızla dışarı çıkamazsınız.
Tom dışarıda köpekle yürüyor.
O, tek başına yürüyüş yapmayı seviyor.
Ben dağlarda yürümeyi severim.
Çok yorgunum. Canım şimdi yürüyüş yapmak istemiyor.
Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktık.
Parkta yürüyüşe çıkmayı severim.
Yürümeyi severim.
Tom yürüyüşe çıkmak istemedi.
Babam her sabah yürüyüş yapar.
Tom'un ebeveynlerinin Tom'a hafta sonlarında geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin verdiklerini bilmiyordum.
Yalnız yürümeyi severim.
Her zaman yağmur yağarken yürümeyi sevmişimdir, çünkü kimse benim ağladığımı yağmurda göremez.
Tom'un ebeveynleri gece geç saatlere kadar onun dışarıda kalmasına izin verdi.
Tom Mary'ye gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını tavsiye etti.
Tom'a geceleri geç vakitte dışarıda kalmamasını tavsiye ettim.
Tom Mary'ye yürümeyi sevip sevmediğini sordu.
Estella ve ben bir yürüyüşe gidiyoruz.
Karanlıktan sonra Park Caddesi'nde yalnız yürümenin tehlikeli olduğunu duydum.
Annem ıslak saçla dışarı çıktığım için nezleye yakalandığımi söyledi.
Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.