Examples of using "Proveito" in a sentence and their turkish translations:
O kitaptan çok yararlandım.
Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE
Bu durumdan azami şekilde yararlanmalıyız.
Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?