Examples of using "Percorrer" in a sentence and their turkish translations:
Hâlâ gidecek uzun bir yol var.
Kolugolar süzülmek konusunda ustadır. 130 metre boyunca süzülebilirler.
Anne kutup ayısı, yemek arayışı içinde 24 saatte 80 kilometreye kadar yol tepebilir.
Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.