Examples of using "Cria" in a sentence and their turkish translations:
Bir kıvılcım çıkaracak.
Kayıp yavru.
Bebeği var.
Tom Arap atları yetiştirir.
Tutku acı yaratır.
Tom yarış güvercini yetiştiriyor.
Ufkun haritasını çıkarır.
bu da güvenlik açığı oluşturuyormuş
Köpeğim hamiledir.
O, sığır ve atları besler.
Bu kalıp beklenti yaratıyor.
Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.
O, satmak için sığır besler.
Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
Bebeği hâlâ taşımak gerekiyor.
Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.
Yenidoğanı korumaları gerek.
Yavru, güven içinde beslenebilir.
Tom'un bir kedi ya da bir köpeği yok.
O ucube bir kibrit kutusunda hamam böcekleri yetiştirir.
Ufak yavru kayalarda daha atik hareket ediyor.
Bu yavru en fazla iki haftalık. Ve aç.
"Yuvarlanan taş yosun tutmaz" bir atasözüdür.
Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.
Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.
Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...
Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.
hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.
O hayat, kürklü fok yavrusu için hiç kolay değil.
Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.
Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.
Hemen kendine Next adında yazılım ve donanım geliştirme şirketini kuruyor
insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu
Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.
Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor
İyi ya da kötü bir şey yoktur fakat düşünme onu öyle yapar.
Tatoeba'da Türkçe ve Estonca cümle yaratıyorsanız, büyük olasılıkla boracaslı'sınızdır.
Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.