Examples of using "Esquecer" in a sentence and their turkish translations:
Unutmaya çalıştım.
Unutmayacağım.
Onu unutmak istiyorum.
Bunu asla unutmamalısın.
- Onu nasıl unutabilirim?
- Bunu nasıl unutabilirim?
Kim unutabildi?
Bunu bırakabilir miyiz?
Seni unutamıyorum.
O bunu unutmayacak.
Nasıl unutabilirsin?
Ana dilini unutabilir misin?
O unutmak için çalışır.
Onu unutabilirsin.
Nasıl unutabilirim?
Sadako onu unutmak istedi.
Ben Tom'u unutmak istiyorum.
Onlar nasıl unutabildiler?
Bunu asla unutamayacağım.
Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
Sözümüzü unutmamalıyız.
Onu unutalım.
Seni unutamıyorum.
Unutmayalım.
Bunun olduğunu unutalım.
Seni unutmayacağım.
Mary'yi unutamam.
Her şeyi unutmaya çalışıyordum.
Seni unutmak kolay olmayacak.
Her şeyi unutmaya çalışacağım.
Birayı unutmayalım.
Tom'u nasıl unutabilirim?
Bu sorunu unutalım.
Sonunda beni unutacaksın.
Biz affedebiliriz fakat unutmak imkansızdır.
Hiç kimse ülkemi unutmak istemiyor.
Hiç kimse ülkemi unutmak istemedi.
Unutmayacağız.
Bu günü asla unutmayacağım.
Tom unutmak için içtiğini söylüyor.
Marika'yı unutamıyorum.
O günleri nasıl unutabilirim?
Gözlerini unutamam.
O onu not etti böylece unutmadı.
Ne olduğunu unutmak zor.
Uyumayı unutmamalısın.
Bunu yapmayı unutmayacağım.
Tom'un bunu unutacağını sanmıyorum.
bazen takılma ve unutma olabiliyor
Taninna'nın yüzünü unutamam.
Eski defterleri kapatmaya hazırım.
Tom onu unutmak istediğini söyledi.
Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın.
Onun nezaketini unutamam.
Tom, Mary'yi unutamıyor.
Tom işleri unutma eğilimindedir.
Birlikte harcadığımız zamanı asla unutmayacağım.
- Tom'un Fransızca anlamadığını unutma.
- Tom'un Fransızca anlamadığını unutmayalım.
Onu unutmayalım.
Bu unutmayacağın bir manzara.
Tom'un yüzünü asla unutmayacağım.
O unuttuğun bir şey değil.
Onu unutmaman için tekrarlayacağım.
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
Unutmamak için onun adını not ettim.
Seni unutmayacağım.
Deniyorum, yine de seni unutamıyorum.
Bu, Jim'in asla unutmayacağı bir gündür.
Onun yüzündeki o bakışı unutamam.
Dün gece bana söylediklerini unutamıyorum.
Şemsiyenizi takside bırakmanız sizin dikkatsizliğinizdi.
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o öpücüğü unutamam.
Kişi kendi hatalarını unutmaya yatkındır.
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
Almanya'yı asla unutmayacağım.
Benim için yaptığın şeyi asla unutmayacağım.
Tom'u unutmayacağım.
Unutmayı deneyebilirim ama unutabileceğimi sanmıyorum.
Burada olma nedenimizi unutmayalım.
Sadece bunu unutma.
Mektubu postalamayı unutmamalıyım.
İnsan haklarını unutmayalım.
Ben yaşayanları hatırlıyorum ve ölüleri unutamıyorum.
işte o bazı şeyleri unutmak isteyen hatta hiç hatırlanmamasını isteyen
Japonlar Amerikanın çok ırklı bir ulus olduğunu unutmamalı.
Beni köleniz yapacağınızı düşünüyorsanız, onu unutabilirsin.
Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.
Öğretmenimiz bize ev ödevimizi unutmamamızı hatırlattı.
Unutmamak için onun telefon numarasını not ettim.
Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
Tom Mary'nin onunla geçirdiği tüm zamanı unutmayacak.
Matematik ders kitabını tekrar unutmamalısın.
Rusça öğrenmesi zor, kaybetmesi kolay ve unutması imkansız.
Herkesi affet, hiçbir şey unutma.
Neden unutmaya çalıştığım kızın adını hatırlayamıyorum.
Evli bir adamın asla unutmaması gereken bir şey onun evlilik yıl dönümüdür.
- Bir gün beni unutacaksınız.
- Bir gün beni unutacaksın.
Neden unutmaya çalıştığım kızın ismini hatırlayamıyorum?
Onun güzel olmasına izin ver ve ben onu unutayım.
Seni asla unutmayacağım.
Ölüm çok güzel olmalı. Kafanın üzerinde sallanan yeşil otları olan yumuşak kahverengi toprakta uzanmak ve sessizliği dinlemek. Dünü ve yarını olmamak. Zamanı unutmak, hayatı bağışlamak, barışık olmak.