Translation of "Tentei" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Tentei" in a sentence and their turkish translations:

- Eu tentei.
- Tentei.

Denedim.

- Não tentei.
- Eu não tentei.

Denemedim.

Tentei escapar.

Ben kaçmaya çalıştım.

Eu tentei.

Ben denedim.

- Eu tentei de novo.
- Eu tentei novamente.

Tekrar denedim.

- Tentei contar ao Tom.
- Tentei dizer ao Tom.

Tom'a söylemeye çalıştım.

- Tentei parar o Tom.
- Tentei impedir o Tom.

Tom'u durdurmaya çalıştım.

- Eu tentei te salvar.
- Eu tentei salvar você.

Seni kurtarmaya çalıştım.

Tentei escrever-lhe.

Ona yazmaya çalıştım.

Tentei ajudá-lo.

Sana yardım etmeye çalıştım.

Tentei te telefonar.

Sana telefon etmeye çalıştım.

Tentei beijar Mary.

Ben Mary'yi öpmeye çalıştım.

Tentei não olhar.

- Bakmamaya çalıştım.
- Bakmamayı denedim.

Eu tentei ajudar.

Ben yardım etmeye çalıştım.

Eu tentei dançar.

Dans etmeye çalıştım.

Eu realmente tentei.

Gerçekten denedim.

Tentei animá-lo.

Ona moral vermeye çalıştım.

Eu já tentei.

Ben zaten denedim.

Tentei encontrá-las.

Onları bulmaya çalıştım.

Tentei ficar acordado.

Ben uyanık kalmaya çalıştım.

Eu tentei sorrir.

Gülümsemeye çalıştım.

- Tentei argumentar com Tom.
- Eu tentei argumentar com Tom.

Tom'u ikna etmeye çalıştım.

- Tentei chamar o Tom.
- Tentei ligar para o Tom.

- Tom'u aramayı denedim.
- Tom'u aramaya çalıştım.

- Eu tentei fazer tudo sozinho.
- Eu tentei fazer tudo sozinha.

Her şeyi kendim yapmaya çalıştım.

Eu tentei me integrar.

- Araya kaynamaya çalıştım.
- Ortama uyum sağlamaya çalıştım.

Eu tentei te dizer.

Ben bunu sana anlatmaya çalıştım.

Tentei nadar no rio.

Nehirde yüzmeye çalıştım.

Eu tentei não rir.

Ben gülmemeye çalıştım.

Tentei resolver o problema.

Ben sorunu halletmeye çalıştım.

Eu tentei ficar calmo.

Ben sakin kalmaya çalıştım.

Eu tentei convencer Tom.

Tom'u ikna etmeye çalıştım.

Eu já tentei isso.

Onu zaten denedim.

Eu tentei te avisar.

Seni uyarmaya çalıştım.

- Nunca tentei.
- Nunca experimentei.

Hiç denemedim.

Eu tentei não encarar.

Bakmamaya çalıştım.

Tentei não me preocupar.

Endişelenmemeye çalıştım.

Tentei salvar o Tom.

Tom'u kurtarmaya çalıştım.

Tentei achar o Tom.

Tom'u bulmaya çalıştım.

Eu tentei correr rápido.

Ben hızlı koşmak için gayret ettim.

Tentei escalar a montanha.

Dağa tırmanmaya çalıştım.

Eu já tentei tudo.

- Her şeyi denedim.
- Ben her şeyi denedim.

Eu tentei salvá-la.

- Onu korumaya çalıştım.
- Onu kurtarmaya çalıştım.

Eu tentei fazer isso.

Onu yapmaya çalıştım.

Eu tentei agir naturalmente.

Doğal davranmaya çalıştım.

Tentei mudar de assunto.

Konuyu değiştirmeye çalıştım.

Tentei manter a calma.

- Sakin kalmaya çalıştım.
- Sakin kalmayı denedim.

Eu tentei apunhalar Tom.

Tom'u bıçaklamaya çalıştım.

Eu tentei ser educado.

Kibar olmaya çalıştım.

- Eu tentei, mas não obtive êxito.
- Eu tentei, mas não consegui.

Denedim,ama başarılı olmadım.

- Eu tentei tudo o que sei.
- Tentei tudo o que sei.

Bildiğim her şeyi denedim.

- Tentei por quase uma hora.
- Eu tentei por quase uma hora.

Neredeyse bir saat denedim.

- Tentei, em vão, convencê-la.
- Eu tentei, em vão, convencê-la.

Boşuna onu ikna etmeye çalıştım.

- Eu tentei impedir aquilo de acontecer.
- Eu tentei impedir isso de acontecer.

Onun olmasını önlemeye çalıştım.

Eu tentei escrever um romance.

Bir roman yazmaya çalıştım.

- Eu tentei esquecer.
- Procurei esquecer.

Unutmaya çalıştım.

Tentei ligar, mas não atenderam.

Aramaya çalıştım ama cevap vermediler.

Eu tentei evitar um conflito.

Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.

Eu tentei tranquilizar a criança.

Ben çocuğu yatıştırmaya çalıştım.

Eu tentei ser seu amigo.

Arkadaşın olmaya çalıştım.

Eu tentei conversar com Tom.

Tom'la konuşmayı denedim.

Eu tentei seguir as instruções.

Ben talimatlara uymaya çalıştım.

Eu tentei dizer a ela.

Onunla konuşmaya çalıştım.

Eu não tentei impedi-la.

Onu durdurmaya çalışmadım.

Eu não tentei matá-lo.

Onu öldürmeyi denemedim.

Eu tentei não comer demais.

Çok fazla yememeye çalıştım.

Eu tentei sair mais cedo.

Erken ayrılmaya çalıştım.

Eu nunca tentei fazer isso.

Onu yapmayı hiç denemedim.

- Eu já tentei fazê-lo dessa maneira.
- Já tentei fazê-lo dessa maneira.

Bunu o şekilde yapmayı zaten denedim.

- Eu nunca tentei fazer isso de novo.
- Nunca tentei fazer isso de novo.

Bunu bir daha yapmaya çalışmadım.

- Tentei evitar olhar para os olhos dela.
- Eu tentei evitar olhar para os olhos dela.
- Tentei evitar olhá-la nos olhos.

Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.

Tentei investigar a opinião dele indiretamente.

Onun fikrini dolaylı olarak araştırmaya başladım.

tentei fazer isso três vezes.

Zaten üç kez yapmaya çalıştım.

Pelo menos eu tentei fazer algo.

En azından bir şey yapmaya çalıştım.

Tentei escrever com a mão esquerda.

Ben sol elimle yazmaya çalıştım.

Tentei me levantar, mas caí novamente.

Kalkmaya çalıştım ama tekrar düştüm.

Eu tentei tudo que eu conheço.

Bildiğim her şeyi denedim.

Eu tentei fazer Tom me contar.

Tom'a bana söyletmeye çalıştım.

Eu tentei impedir que isso acontecesse.

Bunun olmasını durdurmaya çalıştım.

Tentei convencê-la, mas não consegui.

Onu ikna etmeye çalıştım, ama başaramadım.

Eu ainda não tentei fazer isso.

Henüz bunu yapmayı denemedim.

Na verdade eu tentei fazer isso.

Aslında onu yapmaya çalıştım.

- Eu tentei chamar o Tom de novo.
- Eu tentei ligar para o Tom de novo.

Tom'u tekrar aramaya çalıştım.

- Eu tentei convencê-la a mudar de ideia.
- Tentei convencê-la a mudar de ideia.

Fikrini değiştirmek için onu ikna etmeye çalıştım.

- Eu tentei falar com o Tom sobre os meus sentimentos.
- Tentei falar com o Tom sobre os meus sentimentos.
- Eu tentei falar com Tom sobre meus sentimentos.
- Tentei falar com Tom sobre meus sentimentos.

Duygularım hakkında Tom'la konuşmaya çalıştım.

- Eu tentei ser razoável.
- Tentei ser razoável.
- Eu tenho tentado ser razoável.
- Tenho tentado ser razoável.

Makul olmaya çalıştım.

Eu tentei entrar em contato com Tom.

Tom'la temas kurmaya çalıştım.

Eu tentei ligar para o seu escritório.

Ben senin ofisini aramaya çalıştım.

Eu tentei fazer tudo o que podia.

Elimden geleni yapmaya çalıştım.

Eu tentei ajudá-lo, mas não pude.

Ona yardım etmeye çalıştım ama edemedim.

Eu tentei desanimá-lo de viajar fora.

Onu yurt dışına gitmekten caydırmaya çalıştım.

Eu tentei levantar às seis esta manhã.

Bu sabah altıda kalkmaya çalıştım.

Eu tentei convencer Tom a ir conosco.

Tom'u bizimle gitmeye ikna etmeye çalıştım.

Eu tentei assegurar que todos se divertissem.

Herkesin eğlendiğinden emin olmaya çalıştım.

Eu tentei assegurar que todos estivessem entretidos.

Herkesin ağırlanmış olduğundan emin olmaya çalıştım.

Tentei abrir a porta, mas não consegui.

Kapıyı açmaya çalıştım, ama açamadım.