Examples of using "Adolescente" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir delikanlı.
Tom hâlâ genç.
Siz o zaman bir ergendiniz.
Tom normal bir ergendir.
Oğlum sadece bir delikanlı.
Fadıl kendini genç bir oğlan olarak tanıttı.
Ergen bir ayı. Avını indirmiş.
peki, birileri neden bizim ergenekonumuzu
Oğlum asi bir genç.
Mary, gençken çocuk bakıcısı olarak çalışmış.
Tom ve Mary'nin genç bir kızı var.
O sadece başka bir suratsız genç.
Tom, ergenlik çağındayken şiir yazmayı seviyordu.
Ergen, gittikçe bağımsızlaşıyor.
Eğer bir tişört giyersen bir genç gözüyle bakılırsın.
Tom bir delikanlı iken gazeteler dağıtarak para kazandı.
Mary bir gençken çok güzeldi.
Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
bir genç gibi davranıyor. Çılgınca, fantastik bir hayat sürüyor
Neyse ki onun için bir seyirci tarafından tamamlandı… ve seyirci, genç
Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.
Tom bir genç iken, o sık sık ön sundurmada otururdu ve akşam yemeğinden sonra akşamleyin şarkı yazardı.