Translation of "época" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "época" in a sentence and their turkish translations:

- Eu era estudante nessa época.
- Eu era estudante naquela época.

O zamanlar ben öğrenciydim.

Mas ainda naquela época

Fakat yine de o dönemde

Naquela época era diferente.

O zamanlar farklıydı.

É época de morango.

Çilekler şimdi olgundur.

Estão na época de reprodução.

Şu an üreme sezonundalar.

Não havia rádio naquela época.

O zamanlar hiç radyo yoktu.

Éramos tão jovens naquela época.

Biz o zaman çok gençtik.

Você era adolescente naquela época.

Siz o zaman bir ergendiniz.

Naquela época, Tom era garçom.

Tom o zaman bir garsondu.

Eu era estudante nessa época.

O zamanlar ben öğrenciydim.

- Tom morava em Boston na época.
- O Tom morava em Boston na época.

Tom o zaman Boston'da yaşıyordu.

Uma das maiores cúpulas da época

o dönem ki en büyük kubbelerden

Funcionários de empresas privadas na época

o dönemde özel şirketlerin çalışanların hastanelerin

Naquela época, poderíamos até ir sozinhos

Bizde o dönemde ise tek başına bile gidebiliyordu

Ninguém vivia na ilha nessa época.

O zaman adada kimse yaşamadı.

Ela tinha 19 anos na época.

O, o zaman 19 yaşındaydı.

Não havia muitas médicas nessa época.

O zamanlar çok kadın doktor yoktu.

Na época tínhamos apenas quinze anos.

O sırada sadece on beş yaşındaydık.

Quantos anos você tinha na época?

O zaman kaç yaşındaydın?

Nós não nos conheciamos naquela época.

O zaman birbirimizi tanımıyorduk.

Eu nessa época estava no Canadá.

O zaman Kanada'daydım.

Eu adoro esta época do ano.

Yılın bu zamanını seviyorum.

Tom tinha 13 anos naquela época.

Tom o zaman 13 yaşındaydı.

Tom tinha treze anos na época.

Tom o zaman 13 yaşındaydı.

Eu tinha treze anos na época.

Ben o zaman on üç yaşındaydım.

Minha esposa estava grávida na época.

Karım o zaman hamileydi.

Eu não estava saudável naquela época.

Ben o zaman sağlıklı değildim.

- Tom não era tão rico naquela época.
- O Tom não era tão rico naquela época.

Tom o zamanlar şimdiki gibi zengin değildi.

Todo mundo queria ser famoso naquela época

o dönem herkes meşhur olmak istiyordu

Divórcios não são muito comuns na época.

O dönemde boşanmalara çok da fazla rastlanmıyor

Um homem corajoso curioso apareceu naquela época

O dönemde meraklı cesur bir adam ortaya çıktı

Eu ainda era um estudante naquela época.

O zaman hâlâ bir öğrenciydim.

Costumava acordar às 5 horas naquela época.

O günlerde ben genellikle beşte kalktım.

Na época, eu não gostava de cerveja.

O zaman biradan hoşlanmadım.

Esta é a melhor época do ano.

Yılın en güzel zamanı bu.

- As opiniões das pessoas dependem do espírito da época.
- A opinião das pessoas depende do espírito da época.

İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.

Não havia prática chamada salário mínimo naquela época

O dönemlerde asgari ücret diye bir uygulama yok

Ele era uma estrela de TV na época.

o zamanında bir TV yıldızıydı.

É, sim. Você tinha três meses nessa época.

Evet öyle. Sen o zaman üç aylıktın.

Os atores se exibiram em trajes de época.

Aktörler tarihi kostümlerle ortaya çıktılar.

Naquela época, ninguém se interessava pelo meu país.

Hiç kimse o zaman benim ülkemle ilgilenmiyordu.

Naquela época, Tom não estava lá muito feliz.

O zaman Tom çok mutlu değildi.

O clima é incerto nesta época do ano.

Yılın bu zamanında hava değişkendir.

Foi o mais célebre escritor de sua época.

O, gününün en ünlü yazarıydı.

Mary era a namorada do Tom naquela época.

Mary o zaman Tom'un kız arkadaşıydı.

- Éramos jovens naquela época.
- Éramos mais novos então?

O zaman daha gençtik.

O Tom não gostava da Mary naquela época.

Tom o zaman Mary'den hoşlanmıyordu.

Eu tinha uma queda por ele na época.

Ben ona o zaman abayı yaktım.

Eu tinha uma queda por ela na época.

Ben o zaman ona aşık oldum.

Naquela época, Tom era o meu único amigo.

Tom o zaman benim tek arkadaşımdı.

Naquela época a difteria era uma doença comum.

Difteri o zaman yaygın bir hastalıktı.

Ninguém pode trazer de volta uma época passada.

Kimse geçmiş dönemi geri getiremez.

Os navios eram naquela época feitos de madeira.

- O günlerde gemiler tahtadan yapılmıştır.
- O günlerde gemiler ahşaptan yapılırdı.

- Na época, eu era só uma menina de sete anos.
- Na época, ela era só uma menina de sete anos.

Ben o zaman sadece yedi yaşında bir kızdım.

Foi construído pelo rei da época, então o faraó

dönemin kralı tarafından yaptırılıyor yani Firavun

Eu era um estudante do ensino médio naquela época.

O zaman bir lise öğrencisiydim.

Em certa época eu sabia tanto química, quanto matemática.

Bir zamanlar matematik bildiğim kadar kimya bilirdim.

Eu lembro que me senti tão bem naquela época.

O zamanlar kendimi çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum.

Naquela época, as tarifas eram elevadas em muitos produtos.

O zaman, tarifeler birçok üründe yüksekti.

A família do Tom morava em Boston naquela época.

Tom'un ailesi o zaman Boston'da yaşıyordu.

Eu acho o outono a época mais bonita do ano.

Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.

Naquela época o México ainda não era independente da Espanha.

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Durante a época de acasalamento muitos animais exalam fragrâncias fortes.

Çiftleşme sezonunda birçok hayvan güçlü güzel kokular çıkarır.

Naquela época, Fadil não tinha muito conhecimento sobre o Islã.

Fadıl o zaman İslam hakkında fazla bilgiye sahip değildi.

Isto é capaz de ser da época da corrida ao ouro.

Bu muhtemelen  altın aranan dönemlerden.

Eles viveram quase na mesma época no início do século VI.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

Houve uma época em que eu costumava correr todas as manhãs.

Bir zamanlar, her sabah koşardım.

Tom não gostava de crianças naquela época e ainda não gosta.

Tom o zaman çocukları sevmiyordu ve hâlâ sevmiyor.

Não sei se as motos da época eram de baixa qualidade, mas

o günlerdeki bisikletler kalitesiz miydi bilmiyorum ama

Houve uma época em que a América favorecia uma política de isolacionismo.

Amerika bir zamanlar soyutlanma politikasını tercih etti.

Naquela época, ele estava longe de mim agora eu progredia com o tempo

O an zaman benden artık uzaklaştı ben zaman içerisinde ilerledim

Durante esta época do ano, não se pode entrar nem sair de Roma.

Yılın bu zamanında ne Roma'ya girebilirsin ne de terk edebilirsin.

Porque na época Abdullah Gul e Hulusi Akar foram baleados na Inglaterra em 1973

çünkü zamanında Abdullah Gül ile Hulusi Akar'ında 1973 yılında İngiltere de çekilmiş

Eu abri o Helesponto, ainda que naquela época os persas ainda comandassem o mar.

Hellespont'u açtım, o zamana kadar Persler hala denize komuta ettiler.

Foi decidido construir um museu com a decisão do Conselho de Ministros tomada na época.

o dönemde alınan bakanlar kurulu kararıyla müze yapılmasına karar verildi

O mês antes do Natal é uma época do ano muito ocupada para as lojas.

Noel'den önceki ay mağazalar için yılın çok meşgul zamanıdır.

Para quem vive nesta época de incerteza, é preciso ser maleável e não um escravo da tradição.

Bu belirsiz zamanlarda yaşamada, esnek olmak ve geleneksel değerlere esir olmamak gerekmektedir.

Por essa época, Lúcio Cornélio Sila, tendo-se tornado ditador de Roma, entendeu que César era uma ameaça política ao seu governo.

Bu sıralarda, Lucius Cornelius Sulla, Roma diktatörü olduktan sonra, Sezar'ın onun egemenliği için siyasi bir tehdit olduğunu düşündü.

A conversa sobre a senha de Da Vinci, que ainda hoje é objeto de piadas, saiu com um trabalho que ele fez na época.

Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı