Translation of "Fadil" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Fadil" in a sentence and their turkish translations:

Fadil desapareceu.

Fadıl kayboldu.

Fadil procurava emprego.

Fadıl iş arıyordu.

Ninguém viu Fadil.

Hiç kimse Fadıl'ı görmedi.

Fadil é psicopata.

Fadıl bir psikopattır.

Fadil simplesmente desapareceu.

Fadıl az önce ortadan kayboldu.

Fadil desejava notoriedade.

Fadıl şöhreti çok istiyordu.

Fadil fala árabe.

Fadıl Arapça konuşuyor.

Fadil é árabe.

Fadıl Araptır.

Fadil não pôde trabalhar.

Fadil çalışamadı.

Fadil ainda ama Dania.

Fadıl hala Dania'yı seviyor.

Fadil mal reconheceu Dania.

Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.

Fadil tem outros planos.

Fadıl'ın başka planları var.

Fadil nunca vai desistir.

Fadıl asla vazgeçmeyecek.

Fadil está preso agora.

Fadıl şu anhapiste.

Fadil foi preso novamente.

Fadıl yine tutuklandı.

Fadil estudou o Islã.

- Fadıl, İslam okudu.
- Fazıl İslam eğitimi aldı.

Fadil vai lamentar isso.

Fadıl buna pişman olacak.

Fadil saiu do hospital.

Fadıl hastaneden ayrıldı.

Fadil sobreviveu ao incidente.

Fadıl kazayı atlattı.

Fadil estava sempre sorrindo.

Fadıl daima gülümsüyordu.

Fadil veio com bagagem.

Fadıl bagajla geldi.

Fadil não encontrou nada.

Fadıl hiçbir şey bulmadı.

Fadil já está comprometido.

Fadil şimdi nişanlandı.

Fadil manteve sua palavra.

Fadil sözünü tuttu.

Layla fugiu com Fadil.

Leyla, Fadıl'la kaçtı.

Fadil comprou uma pistola.

Fadıl bir tabanca satın aldı.

Fadil morreu naquele dia.

Fadıl o gün daha sonra öldü.

Fadil ocasionalmente trabalhava lá.

Fadil orada ara sıra çalışıyordu.

Fadil poderia estar morto.

Fadıl ölmüş olabilir.

Quanto lhe deve Fadil?

Fadıl sana ne kadar borçlu?

Fadil terminou o relacionamento.

Fadıl ilişkiyi bitirdi.

Fadil atacou Layla violentamente.

Fadıl, Leyla'ya saldırdı.

Fadil o fez instintivamente.

Fadıl onu içgüdüsel olarak yaptı.

Fadil tornou-se pai.

Fadıl bir baba oldu.

Fadil sempre quis mais.

Fadıl her zaman daha fazlasını ister.

- Fadil apresentou Layla a Rami.
- O Fadil apresentou Layla ao Rami.

Fadıl, Leyla'yı Rami'yle tanıştırdı.

- Fadil chegou às 21 horas.
- O Fadil chegou às 21 horas.

Fadıl akşam saat 9'da geldi.

- Fadil deve sair de casa.
- Fadil tem de sair de casa.

- Fadil evden taşınmalı.
- Fadıl evden taşınmalı.

- Fadil era um advogado culto.
- O Fadil era um advogado bem educado.

Fadıl iyi eğitimli bir avukattı.

- Fadil e Layla pareciam amaldiçoados.
- Parecia que Fadil e Layla eram amaldiçoados.

Fadıl ve Leyla lanetli görünüyordu.

Fadil não me disse nada.

Fadıl bana hiçbir şey anlatmadı.

Fadil amou a Dania incondicionalmente.

Fadil, Dania'yı koşulsuz olarak sevdi.

Fadil agiu como uma criança.

Fadil bir çocuk gibi davranıyordu.

Fadil estava dentro da casa.

Fadıl evin içinde idi.

Fadil não estava em casa.

Fadıl evde değildi.

Fadil está andando de bicicleta.

Fadil bisikletine biniyor.

Eu só quero encontrar Fadil.

Sadece Fadıl'ı bulmak istiyorum.

Fadil trouxe Layla para casa.

Fadıl, Leyla'yı eve getirdi.

Fadil está ativo no Facebook.

Fadıl, Facebook'ta faaldir.

Fadil esteve nas forças especiais.

Fadıl özel kuvvetlerdeydi.

Fadil está em liberdade agora.

Fadıl artık özgür.

Fadil está cuidando das crianças.

Fadıl çocuklarla ilgileniyor.

Fadil conheceu uma mulher muçulmana.

Fadıl, Müslüman bir kadınla tanıştı.

Fadil se interessou pelo Islã.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil tinha uma namorada muçulmana.

Fadıl'ın Müslüman bir kız arkadaşı vardı.

Fadil fez uma das autópsias.

Fadıl otopsilerden birini yaptı.

Mantiveram Fadil hospitalizado durante meses.

Fadıl'ı aylarca hastanede tuttular.

Fadil morreu em seu berço.

Fadıl bebek karyolasında öldü.

Fadil foi levado à justiça.

Fadıl adalete teslim edildi.

Fadil era um sociopata sádico.

Fadıl sadist bir sosyopattı.

Fadil só tinha uma perna.

Fadıl'ın sadece bir bacağı vardı.

Fadil frequentemente batia em Layla.

- Fadıl sık sık Leyla'yı yendi.
- Fadıl sık sık Leyla'yı dövdü.

Fadil mudou-se do Egito.

Fadıl, Mısır'dan taşındı.

Fadil revelou seu tenebroso segredo.

Fadıl karanlık sırrını açıkladı.

Fadil queria terminar o casamento.

Fadıl evliliği sona erdirmek istedi.

Fadil estava pedindo o divórcio.

Fadıl boşanma davası açıyordu.

Encontramos Fadil no piso térreo.

Fadıl'ı alt katta bulduk.

Fadil não queria um confronto.

Fadıl bir çatışma istemedi.

Fadil adora o Texas Chicken.

Fadıl, Texas Chicken'e bayılır.

Fadil queria cuidar de Layla.

Fadıl, Leyla'ya bakmak istedi.

O sogro de Fadil morreu.

Fadıl'ın kayınpederi öldü.

Fadil tem o que quer.

Fadıl ne istiyorsa sahip.

Fadil tentou matar o sogro.

Fadıl kayınpederini öldürmeye çalıştı.

Fadil levou adiante o caso.

Fadıl ilişkiyi sürdürdü.

Fadil tinha uma preocupação maior.

Fadıl'ın daha büyük bir endişesi vardı.

Fadil conhece um outro segredo.

Fadıl başka bir sırrı biliyor.

Havia alguém esperando por Fadil.

Fadıl için bekleyen biri vardı.

Fadil foi baleado várias vezes.

Fadıl defalarca kez vuruldu.

Fadil foi baleado seis vezes.

Fadıl altı kere vuruldu.

Fadil estava aprendendo Árabe clássico.

Fadıl klasik Arapça öğreniyordu.

Fadil tinha fama de playboy.

Fadil'ın playboy olarak ünü vardı.

Encontrar Fadil não é difícil.

Fadıl'ı bulmak zor değildir.

Fadil foi humilhado duas vezes.

Fadıl iki kez aşağılandı.

Preciso dizer algo ao Fadil.

Fadıl'a bir şey söylemem gerek.

Fadil ficou lá em cima.

Fadıl üst katta kalıyordu.

Fadil causou contusões em Layla.

Fadıl Leyla'da morluklara neden oldu.

Fadil conseguiu o que queria.

- Fadıl, istediğini aldı.
- Fadil, istediğini aldı.
- Fadil, istediğini elde etti.
- Fadıl, istediğini elde etti.

Fadil estava construindo um álibi.

Fadıl bir mazeret hazırlıyordu.

Fadil estava descendo as escadas.

Fadıl merdivenlerden iniyordu.

Fadil desejava todas as mulheres.

Fadil tüm kadınları arzuluyordu.

Fadil confiava em Layla completamente.

Fadıl, Leyla'ya tamamen güveniyordu.

Fadil estava drogado e desamparado.

Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.

Fadil nasceu em Waco, Texas.

Fadıl, Texas'taki Waco'da dünyaya geldi.

Fadil matou Layla por dinheiro.

Fadıl çıkar için Leyla'yı öldürdü.

Fadil deixou Layla na casa.

Fadıl, Leyla'yı evde bıraktı.

Fadil se interessava por cavalos.

Fadıl atlarla ilgileniyordu.

Fadil não fala árabe fluentemente.

Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.

- Fadil estava esperando Layla entrar.
- O Fadil estava à espera que a Layla entrasse.

Fadıl, Leyla'nın içeri gelmesini bekliyordu.

Fadil não tinha uma barriga grande.

Fadıl'ın büyük bir göbeği yoktu.

O pai do Fadil era alcoólatra.

Fadıl'ın babası alkolikti.