Examples of using "Auseinandersetzen" in a sentence and their turkish translations:
Bunu gerçekten yapmak istiyorsun, değil mi?
iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.
Seninle dövüşmeyeceğim.
Bu kız kardeşimin asla yapmak istemediği bir şey.
- Bu sorunla ilgileneceğim.
- Bu problemle ilgileneceğim.
Onu Tom'la tartışmak zorunda kalacaksın.