Examples of using "Tatsächlich" in a sentence and their turkish translations:
fakat bilmelisiniz ki
O gerçekten oldu.
Bu gerçekten çalışıyor.
- Onlar kazandı.
- Onlar kazandılar.
Aslında, Grant kabul etmedi.
Bu kurt kürkü.
Bu doktrin düşünsel olarak çöktü de.
Bu şey aslında karbon dioksit üretiyor.
bu virüsü taşır aslında
bizim zirai ilaç kullanımımızı minimuma indiriyor aslında
Yani aslında battı
- Aslına bakarsanız İspanyolca konuşuyorum.
- Doğrusunu isterseniz, İspanyolca konuşurum.
Monika çok ders çalışıyor.
Gerçekten acıyor mu?
Aslında sen haklısın.
Bu gerçekten oldu.
Onlar gerçekten kazandılar.
Onlar gerçekten arkadaş mı ya?
Tom çok çalışır.
Tom gerçekten bir öğretmen mi?
Sen gerçekten bir avukat mısın?
Gerçekten kazayı gördün mü?
bu filmde oldukça izlendi aslında
orada ise kötü bir adamı oynadı aslında
bir çok mitolojimiz var bizim aslında
Aslında sen oldukça haklısın.
Bazı insanlar aslında kayalar toplarlar.
Tom gerçekten sana inandı.
Gerçek şu ki o zaten aşıktı.
oldukça paranoyak bir haldeydim.
Tom gerçekten Boston'a gitmek istiyor.
Aptalca planın gerçekten işe yarıyor.
Bu aslında bana oldu.
Ve aslında, basitti!
Aslında, o bile onu seviyordu.
Tom gerçekten Fransızca öğretebilir mi?
Ama bu larvaları... ...aslında yiyebilirsiniz.
ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.
Ama aslında çöl altın köstebeğidir.
aslında toplumun ta kendisi eleştirildi
bir şey için aslında çaba gösterdiklerini
Aslında onu kendisi yaptı.
Aslında biz kazayı gördük.
Gerçekten bir hortlak gördüm.
Evet, biri gerçekten onu söyledi.
Evet, aslında öyle söyledi.
Evet, o gerçekten onu söyledi.
Tom aslında eğleniyor gibi görünüyor.
Bunu gerçekten yapmak istiyorsun, değil mi?
Aslında, ufak bir şikayetim var.
Söylediği şeye gerçekten inanıyor mu?
Dediği şeye gerçekten inanıyor mu?
Bu aslında beyninizde olandı.
Ama aslında bu larvalar yenebilir.
Baksanıza, diş izleri var! Gördünüz mü?
Aslında insanoğlunun karşı karşıya kaldığı
bize büyük mesajlar içeriyordu aslında
teknik direktörleri yöneticileri çoğunu aslında biliyoruz
O kadar çok fazla örneğimiz var ki aslında
O aslında gerçekten güzel bir düşünce.
Tom aslında Mary'den özür diledi.
Tom aslında bunu kendi başına çözdü.
Depremi önceden tahmin etmek gerçekten mümkün mü?
Sanki aslında bu kitabı sen yazdın!
Tom aslında Mary için kapıyı açık tuttu.
Söylediği şeye gerçekten inanıyor mu?
Söylüyor olduğu şeye gerçekten inanıyor mu?
Tom gelinceye kadar gerçekten beklemek istiyor musun?
ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.
Örümcek ağlarına takıldı.
Toplu olarak, bizler dünyanın nasıl göründüğüyüz.
Bu aslında Dünya'daki en büyük hayvan göçü.
Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.
benim trollerin pek azının bir beyni vardı,
tsunamiyi aslında tam olarak şöyle kavrayabiliriz
uçağa binmeye ikna olmuştu aslında
üstelik bir kömür kadar kara aslında
Aslında yazılı olmayan sokaklarda olan bir kural vardır
Kadın haklarının en büyük savunucusudur aslında
yani aslında kutba ismini veren şey
Bu gerçekten mümkün mü?
Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştılar.
- Sahi mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?
Tom'un gerçekte gelme şansı nedir?
Gerçekten bu kadar çok ödemeye istekli misin?
Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var.
Buna gerçekten izin veriliyor mu?
Aslında, ben bu konuda zaten Tom'la konuşmuştum.
Teröristler gerçekten ne tür bir tehdit oluşturuyor?
İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
Biz gerçekten bunu yapabiliriz.
Tom'un gerçekten bize yardım edeceğini düşünüyor musun?
O gerçekten Tom'un söylediği şey mi?
Aslında, belirli düşünceleri ne kadar baskılamaya çalışırsanız
Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat
fakat aslında, vücudun derinlerine uzanıyor.
köydeki insanların aslında doktora ne kadar muhtaç olduğu
yani aslında iki türe ayırabiliriz