Examples of using "Dem" in a sentence and their turkish translations:
erkek ve kadın.
Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce
hümanizm.
Ya birini ya da diğerini seç.
Tom bisikletinde otobüsü takip etti.
Köpeğe dikkat!
Pencerenin yanındaki sandalyeye oturdu.
Teknoloji iyilik için kullanılmalı, kötülük için değil.
Tom bisikletini kaldırımda sürüyor.
silfiyum da dahil,
Tourette sendromu.
güneş sisteminin dışarısına doğru
Sen İranlısın.
zübük romanından uyarlanan zübük filmine geldi
Şamanizme göre ölü bedenden ruh
Birkaç kişi otobüsle gitti, diğerleri trenle.
Kadın masadaki bıçağa uzandı.
Sudan çık.
O, trenle mi yoksa otobüsle mi geliyor?
Mary John'la çalışmış olan otobüs şoförünün yan dairesinde mi oturuyor?
Eve mi gidiyorsun?
Trene biniyor musun?
Tom kahvaltıdan sonra evden ayrıldı.
Lütfen beni otelin önünden arabayla al.
Otobüsle mi yoksa araba ile mi gidiyorsun?
biri doğduğu gün biri tahta çıktığı gün
İşi şansa bırakma.
Biraz doğum günü pastası ye.
Akran baskısına boyun eğme.
Barışa bir şans verin.
Sonraki otobüse bin.
Her şeyi şansa bırakma.
Köpeğe biraz et ver.
Tom'un müzik zevki benimkine benzer.
Tom şişme bir bot üzerinde nehrin aşağısına gitti.
Trenle mi yoksa araba ile mi gidiyorsun?
Onu bir tulumun içinde yere eğilmiş buldum.
uçak ve gemiden de çok korkuyordu
Trenle gitmeyi, uçakla gitmeye tercih ederim.
- Sınıftan çık.
- Sınıftan çıkın.
Masanın üstündeki nedir?
Biz evimize gidiyoruz.
Oraya otobüsle mi yoksa arabayla mı gidersin?
O, otobüsle mi yoksa trenle mi geldi?
Ben kırsal kesimde yaşamaktayım.
Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?
Tavan arasındayım.
Polis kaza için sürücüyü suçladı.
Tom bitişik masadaki şekere uzandı.
Ben yanlış iz üzerindeydim.
Tom Mary'nin oturduğu masanın yanından geçti.
Öneriyi kabul ettim.
Yerdeki adamın sırtında bir bıçağı vardı.
- Beni bilgilendirin.
- Beni gelişmelerden haberdar et.
O, orta tabakadandır.
O tuvalette.
Hiç kimse ölümden kaçamaz.
Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.
Gördüğün o adamla nasıl gidiyor?
Babası öldükten sonra Tom ağır biçimde içki içmeye başladı.
Taksiden indim.
O, evinin yolunda.
gelen mineralleri çözündüren sıcak su bulunur.
Burada ortak olan şey,
Maidan'da olduğu gibi.
Fakat kazı yaptıktan sonra
1980 askeri darbesinden sonra ise
Şamanizm'den gelmektedir
yer üstüne inşa çıkıyor
Ve o düzensiz hamle yerine...
O çocuk sıkıldı.
Giymeden önce yıka.
Yol aç.
Pencerenden dışarıya bak.
Tom onu onayladı.
- Ben öyle düşünüyorum.
- Sanırım öyle.
- Otobüsü takip ettim.
- Ben otobüsü izledim.
O ağaçtan in!
Hiçbir insan ölümden kaçamaz.
Biz okyanusu dinledik.
Tom yaklaştı.
Kahrolsun kral!
- Yöneticiyle konuşun.
- Müdürle konuş.
Bebeği kontrol et.
Onlar emirlere itaat ettiler.
Arabayı izleyin.
Tom yaralı adama yardım etti.
- Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
- Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
yakında Yaşadığımız İstanbul depreminden sonra baz istasyonları kitlendi
biz hep batıdan doğacak düşüncesiyle
Ragnar ölümle yüz yüze gelince krala
Başkan penceresine sırtını dönerek sandalyede oturuyordu.
Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Masanın içindeki nedir?
O otobüsle geldi.