Examples of using "Favorable" in a sentence and their turkish translations:
Onun cevabı olumluydu.
sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
Gemimiz uygun rüzgarla denize açıldı.
Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.