Translation of "Votre" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Votre" in a sentence and their turkish translations:

Votre sexe, votre race, votre ethnicité,

Cinsiyetiniz, ırkınız, kökeniniz

votre religion, votre handicap, votre orientation sexuelle,

inancınız, engeliniz, cinsel yöneliminiz,

votre monde ravage votre ami

dünyanı kasıp kavuruyor arkadaş

Portez votre regard sur votre grandeur incarnée par votre corps,

kucakladığınız bütün güzelliklere bakın,

- J'aime votre voiture.
- J'adore votre voiture.

Arabanızı seviyorum.

- J'aime votre voiture.
- J'aime votre auto.

Senin arabanı beğeniyorum.

J'admire votre persévérance et votre détermination.

- Sizin dayanıklılığınıza ve kararlılığınıza hayranım.
- Sizin metanetinize ve istikrarınıza hayranım.

- Voici votre monnaie.
- Voici votre monnaie !

İşte para üstünüz..

Votre conjoint ?

Eşini genelliyor mu?" dedik.

votre gloire

senin ihtişamın

Remplit tout votre corps et votre esprit.

bütün zihninizi ve bedeninizi sardığını hayal edip buna inanabilirsiniz.

Votre famille devrait passer avant votre carrière.

Ailen kariyerinden önce gelmeli.

Levez votre main lorsque j'appelle votre nom.

Adınızı söylediğimde elinizi kaldırın.

Quelle sont votre taille et votre poids ?

Boy ve ağırlığın nedir?

Je suis votre médecin, pas votre bourreau.

Ben senin celladın değil doktorunum.

- Je veux votre nom et votre numéro de plaque d'identification.
- Je veux votre nom et votre numéro de carte d'identification.
- Je veux votre nom et votre numéro de passe.

Adını ve rozet numaranı istiyorum.

Tant pour votre cerveau que pour votre corps.

hem beyin hem de vücudunuz üzerinde.

Votre cravate se marie bien avec votre costume.

Kravatın takım elbisen ile uymuş.

- J'ai surpris votre conversation.
- Je surpris votre conversation.

Konuşmanıza kulak misafiri oldum.

- C'est votre unique occasion.
- C'est votre seule chance.

Bu senin tek şansın.

- Merci de votre achat.
- Merci pour votre achat.

Satın almanız için teşekkür ederim.

- Attachez votre ceinture.
- Attachez votre ceinture de sécurité.

Emniyet kemerini bağla.

- Je suis votre débiteur.
- Je suis votre débitrice.

Sana borçluyum.

J'adore votre enthousiasme !

Bu düşünceyi sevdim!

Perdre votre maison,

evinizi kaybetmeniz

Prenez votre précaution

Önleminizi alın

Et votre patrimoine.

ve servetiniz.

Posez votre question.

Sorunu sor.

J'accompagnerai votre plan.

Planını destekleyeceğim.

C'est votre amoureux.

O senin hayranın.

Voici votre pudding.

İşte pudingin.

Donnez votre avis !

Fikrinizi söyleyin!

Attendez votre tour.

Sıranızı bekleyin.

J'admire votre bravoure.

- Cesaretine hayranım.
- Senin cesaretine hayranım.

C'est votre vin.

Bu senin şarabın.

J'aime votre ville.

- Şehrini seviyorum.
- Şehrinizi seviyorum.

J'apprécie votre franchise.

Ben senin dürüstlüğünü takdir ediyorum.

Faites votre choix.

- Kararını ver.
- Karar ver.

C'est votre monnaie.

Bu senin para üstün.

Votre toux m'inquiète.

Öksürüğünüz beni endişelendiriyor.

Voici votre menu.

İşte menünüz.

C'est votre clé.

Bu sizin anahtarınız.

Voici votre clé.

İşte anahtarın.

J'aime votre tenue.

Senin kıyafetini seviyorum.

Jetez votre arme !

Silahını bırak!

Votre nom? - Robot.

Adınız? - Robot.

Tentez votre chance.

Sadece onu dene.

J'apprécie votre gentillesse.

Ben nezaketin için teşekkür ederim.

Faites votre devoir.

Görevini yap.

À votre santé !

Sağlığınıza!

C'est votre hélicoptère ?

- Bu sizin helikopteriniz mi?
- Bu senin helikopterin mi?

C'est votre amie.

Bu sizin arkadaşınız.

Voilà votre bureau.

İşte masan.

Ouvrez votre valise.

Çantanızı açın.

C'était votre erreur.

Bu senin hatandı.

J'accepte votre offre.

Teklifini kabul ediyorum.

J'aime votre maison.

Senin evini beğeniyorum.

Voici votre monnaie.

İşte paranızın üstü.

C'est votre livre.

O senin kitabındır.

Vérifiez votre commande.

Siparişinizi kontrol edin.

Bonjour, Votre Excellence !

Günaydın, ekselansları!

C'est votre responsabilité.

Bu senin sorumluluğun.

J'attendais votre appel.

Aramanı bekliyorum.

J'aime votre cravate.

Senin o kravatını seviyorum.

J'aime votre voiture.

- Senin arabanı beğeniyorum.
- Arabanı beğeniyorum.

J'étudierai votre rapport.

Senin raporunu inceleyeceğim.

J'apprécierais votre aide.

- Yardımınıza minnettarım.
- Yardımınız için minnettarız.

À votre service !

Her zaman hizmette!

J'apprécie votre bonté.

İyiliğinizi takdir ediyorum.

Gardez votre calme.

Sakin ol.

Voici votre passeport.

İşte pasaportun.

Voici votre chien.

İşte sizin köpeğiniz.

Voici votre dîner.

Buyurun, akşam yemeğiniz.

C'est votre tour.

Sıra sizde.

Votre cadre est votre talent, vos ressources, vos chances.

Kurgun yeteneklerin, kaynakların ve fırsatlarındır.

Votre cerveau conçoit toutes les facettes de votre esprit.

Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.

Vous ne pouviez pas amener votre appareil, votre téléphone ?

kamera ya da telefonunuzu getiremeseniz?

Que votre patrimoine ne détermine pas votre valeur personnelle.

Kendinize verdiğiniz değer, para miktarınızla belirlenmez.

Votre sentiment envers le sujet affecte directement votre approche.

Bu yüzden nasıl hissettiğiniz nasıl davranacağınızı direkt etkiliyor.

Qui entrave votre capacité à bien faire votre travail.

işinizi iyi yapabilmenizi engeller.

- Où est votre père ?
- Où se trouve votre père ?

Babanız nerede?

- Est-ce votre bière ?
- S'agit-il de votre bière ?

Bu senin biran mı?

- J'adore votre fille.
- J'aime votre fille.
- J'adore ta fille.

Kızını seviyorum.

- J'aimerais vérifier votre tension.
- J'aimerais vérifier votre pression artérielle.

Tansiyonunuzu kontrol etmek istiyorum.

- Nettoyez votre chambre.
- Nettoie ta chambre.
- Nettoyez votre chambre !

Odanızı temizleyin.

Veuillez me montrer votre carte d'identité ou votre passeport !

Lütfen bana nüfus cüzdanını ya da pasaportunu göster!

- J'agirai suivant votre conseil.
- Je vais suivre votre conseil.

Tavsiyeniz üzerine hareket edeceğim.

Je préfère votre eau-de-vie à votre conversation.

Senin kanyağını konuşmana tercih ederim.

Puis-je vous demander votre nom et votre adresse ?

Adınızı ve adresinizi rica edebilir miyim?

- J'aime votre voiture.
- J'aime votre auto.
- J'aime ta voiture.

- Senin arabanı beğeniyorum.
- Arabanı severim.

- Rencontrez votre moitié.
- Rencontrez un adversaire de votre trempe.

- Kendi denginle takıl.
- Git, kendi çapında biriyle uğraş.