Examples of using "Refuser" in a sentence and their turkish translations:
Reddetmeliyim.
Nasıl reddebilirim?
Reddedebilirsin.
Reddedemezdim.
Reddedemedim.
Tom reddedebilirdi.
Onun teklifini geri çevirmek zorunda kaldım.
Hiç kimse onların davetini geri çeviremezdi.
Tom hayır diyemeyecek.
Bu ilacı içmeyi reddetmelisin.
Onu kısar mısın?
Böyle haksız bir öneriyi reddetmen gerekirdi.
Teklifi reddedecek cesareti vardı.
Onun yardımını reddetmekle hata yaptın.
Nasıl reddedebileceğimi anlamıyorum.
Onun teklifini reddetmek onun aptallığıydı.
Ona hiçbir şey reddedemem.
O, teklifi reddetmemesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Onun rüşveti reddetmesi çok mantıklıydı.
Sana reddedemeyeceğin bir teklif sunacağım.
Hayatım boyunca inkâr ettiğim
Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
Aklında ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok, böylesine olumlu teklifi reddetti.
Öyle haksız bir öneriyi reddetmeliydin.
Tedaviyi reddetme hakkınız her zaman var, ama tercihinizin bu olması durumunda yaşanabilecek olası sonuçlarla ilgili açıklama yapmak durumundayım.