Examples of using "Opportunité" in a sentence and their turkish translations:
tekrar sormalısınız.
Bu fırsatı takdir ediyorum.
karşıma fırsatlar çıkmaz
Çok büyük bir fırsat.
Bu harika bir fırsat.
Bir fırsat gördüm.
Her fırsattan yararlanın.
Bu fırsatı kaçırmamalıyım.
Beklenmedik bir fırsattı.
O her fırsatı kendi çıkarına kullandı.
Her zorluk bir fırsattır.
Bunu bir fırsat olarak düşünmelisin.
Ayrıca büyük bir fırsat da.
Ya da bu işi fırsata çevirip
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
Ben bu fırsat hakkında heyecanlıyım.
Bu fırsattan yararlansanız iyi olur.
yalnızca inanılmaz bir fırsat.
Tom bu fırsattan yararlanmalı.
Ama bu genç topluluğa
Bu, genç Vlad için bir fırsat penceresi yarattı
gerçekten hayat kurtarmak için bir fırsat.
Bu büyük bir iş fırsatı.
Çocuklarımın o fırsata sahip olmasını istiyorum.
Bu fırsat için size çok minnettarım.
insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.
Baba olmak bir sorumluluk değil, bir fırsat.
Krizden sonra bazı açılardan gerçek bir fırsat kaçtı.
Bundan dolayı diğer insanların da
Bu fırsatı bize duyduğunuz güvene teşekkür etmek için değerlendirmekten memnun olurum.
böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.
Onun kaçmasına izin vermek için çok iyi bir fırsat.
- Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
- Bu fırsatı kaçırmayın.