Examples of using "Hardship" in a sentence and their turkish translations:
O, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız.
- Tom çok zorluklar çekti.
- Tom çok badireler atlattı.
Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
O, kimsenin hayal edemeyeceği en büyük sıkıntıya katlandı.
Yardımın olmasaydı, zorlukla baş edemezdim.
İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.