Translation of "Went" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Went" in a sentence and their turkish translations:

- He went blind.
- She went blind.

O kör oldu.

- He went surfing.
- She went surfing.

O sörf yapmaya gitti.

- I also went.
- I went, too.

Ben de gittim.

- She went shopping.
- He went shopping.

Alışverişe gitti.

- Everything went black.
- Everything went dark.

Her şey karardı.

One went fishing, another went shopping.

Biri balık tutmaya,diğeri alışveriş yapmaya gitti.

- Tom went bonkers.
- Tom went ballistic.

- Tom keçileri kaçırdı.
- Tom kafayı sıyırdı.

- Things went awry.
- Things went wrong.

İşler ters gitti.

- Sami went inside.
- Sami went in.

Sami içeri gitti.

- Sami went nuts.
- Sami went crazy.

Sami çıldırdı.

- It went fine.
- It went well.

Bu iyi gitti.

I went.

- Ben gittim.
- Gittim.

He went.

O gitti.

- He went out fishing.
- He went fishing.

O dışarı balık tutmaya gitti.

Tom went south and Mary went north.

Tom güneye gitti ve Mary kuzeye gitti.

- They all entered.
- They all went in.
- Everybody went in.
- Everyone went in.

Onların hepsi girdiler.

- He seldom went there.
- He rarely went there.

O, nadiren oraya giderdi.

- He went over the house.
- He went home.

- O, eve gitti.
- Eve gitti.

- That really went well.
- It went really well.

O gerçekten iyi gitti.

- My father went fishing.
- The father went fishing.

Babam balık tutmaya gitti.

- That worked.
- It went well.
- Things went well.

Bu iyi gitti.

- You went too far!
- You went too far.

Çok ileri gittin!

He went his way, and I went mine.

O kendi yoluna gitti, ben de kendiminkine gittim.

Sami went with the queen wherever she went.

Sami, kraliçenin gittiği her yere gitti.

They went you

Sizi gidiler sizi

Turkey went from

Türkiye 13 milyon turistten

Tom went windsurfing.

Tom rüzgar sörfüne gitti.

Tom went west.

Tom batıya gitti.

Tom went sightseeing.

Tom gezi turuna gitti.

Tom went hiking.

Tom yürüyüşe gitti.

Tom went downtown.

Tom şehir merkezine gitti.

Time went quickly.

Zaman hızla geçti.

I went fishing.

Ben balık tutmaya gittim.

She went inside.

O içeri girdi.

Everything went smoothly.

Her şey yolunda gitti.

Mary went berserk.

Mary çılgına döndü.

She went upstairs.

O, yukarı gitti.

Tom went haywire.

Tom kafayı yedi.

Prices went up.

Fiyatlar yükseldi.

He went ballistic.

Birdenbire öfkelendi.

He went abroad.

O yurtdışına gitti.

They went surfing.

Onlar sörf yapmaya gittiler.

He went surfing.

O sörf yapmaya gitti.

She went surfing.

O sörf yapmaya gitti.

I went shopping.

Alışverişe gittim.

What went wrong?

Ne yanlış gitti?

It went viral.

Popüler oldu.

I went there.

Oraya gittim.

Tom went fishing.

Tom balık tutmaya gitti.

Tom went berserk.

Tom çılgına döndü.

Tom went ballistic.

Tom birden öfkelendi.

She went out.

- O dışarı gitti.
- O dışarı çıktı.

She went blind.

O kör oldu.

He went blind.

O kör oldu.

He went fishing.

O balık tutmaya gitti.

He went skiing.

Kayak yapmaya gitti.

I went aboard.

Yurt dışına gittim.

Things went awry.

İşler ters gitti.

It went beautifully.

Bu güzel gitti.

I also went.

Ben de gittim.

Everything went well.

Her şey iyi gitti.

Everything went black.

Her şey karardı.

I went home.

- Eve gittim.
- Ben eve gittim.

It went great.

Bu harika gitti.

They went away.

Onlar uzaklara gittiler.

Tom went crazy.

- Tom çıldırdı.
- Tom delirdi.
- Tom kafayı yedi.
- Tom deli oldu.

He went again.

O yine gitti.

Tom went blind.

Tom kör oldu.

Tom went abroad.

Tom yurt dışına gitti.

I went hiking.

Ben yürüyüşe gittim.

They went fishing.

Balığa gittiler.

Tom went missing.

Tom kayboldu.

He went away.

O uzaklaştı.

Tom went insane.

Tom delirdi.

Tom went nuts.

- Tom delirdi.
- Tom kafayı yedi.

Everything went quiet.

Her şey sessiz gitti.

Nobody went home.

Kimse eve gitmedi.

Nothing went wrong.

Hiçbir şey yanlış gitmedi.

Tom reluctantly went.

Tom istemeden gitti.

Tom went back.

Tom geri gitti.

Tom went downstairs.

Tom alt kata gitti.

Tom went first.

Tom ilk olarak gitti.

Tom went home.

Tom eve gitti.

Tom went inside.

Tom içeriye girdi.

Tom went out.

Tom dışarı gitti.

Tom went outside.

Tom dışarı çıktı.

Tom went running.

Tom koşmaya gitti.

Tom went shopping.

Tom alışverişe gitti.

Tom went upstairs.

Tom üst kata gitti.

Tom went willingly.

Tom isteyerek gitti.