Examples of using "During" in a sentence and their turkish translations:
Kemoterapi sırasında,
Bu sırada,
dev, şişirilebilir bir poşet gibi.
Ancak 'Terör' sırasında,
Niğbolu yürüyüşü sırasında büyük önem taşıyordu.
Tom ameliyat sırasında öldü.
Ders esnasında konuşma.
Ameliyat sırasında öldü.
- Sami ramazanda oruç tuttu.
- Sami ramazanı oruçlu geçirdi.
Güneş gündüzün, ay ise geceleyin parlar.
Tom film sırasında uyuyakaldı.
- Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
Küreselleşme sürecinde
aniden yırtılabilir ya da parçalanabilir.
...Dünya'nın bir gecesinde. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu
O, tatil sırasında canlı.
Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
Tom, ders sırasında notlar aldı.
Gece boyunca yağmur yağdı.
O, ders sırasında uyuyakaldı.
- Derste uyuyakaldı.
- Ders sırasında uyuyakaldı.
Ayılar kış uykusuna yatar.
Tom ders sırasında uyuyakaldı.
Konuşma sırasında sessizlik hüküm sürdü.
Tom akşam yemeği sırasında sessiz kaldı.
Savaş sırasında anarşi olabilir.
Film sırasında konuştular.
Ben hafta sonlarında asla çalışmam.
Ders süresince telefonu çaldı.
Kurs sırasında gürültü yapma.
Kurs sırasında sessiz olun.
Kışın kendinizi canlı tutun.
Tom reklamlar sırasında kanalları değiştirir.
Yanni gün boyunca uyudu.
Gece boyunca yağmur yağmış olmalı.
Nakliye sırasında kırılmış olmalı.
- Beden dersinde sakatlandım.
- Beden eğitimi dersinde sakatlandım.
orta yaşlarda azalmaya başlıyor ve menopoz boyunca azalıyor,
uçan eski bir casus uçak pilotu olan çaylak astronot Roger Chaffee de vardı .
Sen yokken Meg seni aradı.
Tatil boyunca orada kaldı.
Mola sırasında biraz kahve içelim.
Tatil sırasında hiçbir şey yapmadım.
Yaz tatili sırasında Hokkaido'yu ziyaret ettim.
- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
Tekne fırtına sırasında battı.
Ağustos boyunca okul yok.
Onlar sadece gün boyunca çalışırlar.
Kış boyunca kayak yapmaya gitti.
Tom toplantı sırasında notlar aldı.
O, yolculuk sırasında hastalandı.
Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.
Yemek sırasında bir şey okumayınız.
Tüm toplantı boyunca yağmur yağdı.
Lütfen yaz mevsimi sırasında suyu koruyun.
O, devrim sırasında idam edildi.
O, uykusu sırasında yüksek sesle horladı.
Yemek sırasında kapı zili çaldı.
Oğlumuz savaşta öldü.
- Buraya kışın kar yağar.
- Burası kışları kar yağışlıdır.
Güneş gün boyunca parıldar.
Tom toplantı boyunca sessiz kaldı.
Tom toplantı sırasında sessiz kaldı.
Molada sigara içebilir miyiz?
Noel tatili sırasında giriş ücretsizdir.
Büyük Buhran sıralarında bu değişti.
O, ders sırasında uyuyordu.
Annem yokluğum sırasında öldü.
Fırtına esnasında elektrik kesildi.
Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
Tom geceleyin bayıldı.
Tom konser sırasında uyuyakaldı.
O, toplantı sırasında sessiz kaldı.
Sabahleyin sert yağmur yağdı.
Molalarım sırasında TV izledim.
O sadece gündüz çalışır.
Banka ekonomik durgunluk sırasında çöktü.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
Tom oğlunun mezuniyeti sırasında çığlık attı.
Sınav sırasında konuşmak yok millet.
Bir daha asla ders sırasında konuşmayacağım.
Okul yazın kapalıdır.
Yaz boyunca geziyorduk.
Macramé yetmişli yıllarda popülerdi.
- Bir sürü arı kışın öldü.
- Kış boyunca birçok arı öldü.
Tom yemek sırasında görünmedi.
Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.
Hastalık geceleyin kötüleşti.
Tom film sırasında Mary'yi öptü.
Yıldırım bir fırtına anında oluşabilir.