Translation of "Imagine" in Turkish

0.147 sec.

Examples of using "Imagine" in a sentence and their turkish translations:

Imagine.

Bir düşünün.

Imagine that:

Hayal edin:

Imagine this:

Şunu hayal edin:

Imagine that."

Hayal et. '

- I can't imagine it.
- I cannot imagine it.

Onu hayal bile edemiyorum.

- It's hard to imagine.
- That's hard to imagine.

Hayal etmek zor.

You can imagine

üzerinizdeki gerginliği dışarı attığınızı

Imagine Arab cities

Bir gün uyandığınız ve bulamadığınız Arap şehirlerini hayal edin ...

Can you imagine?

Hayal edebilir misin?

Look, imagine the environment.

Bakın ortamı bir hayal edin.

As you can imagine,

Tahmin edebileceğiniz gibi,

You imagine the future.

hayal ediyorsunuz.

Imagine a summer civilization

Bir yaz medeniyeti hayal edin,

Imagine the following situation.

Şu durumu hayal edin:

I can't imagine why.

Nedenini hayal bile edemiyorum.

I imagine that's true.

Bunun doğru olduğunu düşünüyorum.

That's hard to imagine.

Hayal etmek zor.

Can you imagine that?

Onu hayal edebilir misin?

I can imagine that.

Onu hayal edebilirim.

I can't imagine that.

Bunu hayal bile edemiyorum.

No one could imagine.

Hiç kimse hayal edemedi.

I imagine that'll change.

Sanırım o değişecek.

Imagine life without Tom.

Tomsuz hayatı hayal et.

I could imagine that.

- Hayal edebiliyorum.
- Kafamda canlandırabiliyorum.

Just four. Can you imagine?

Dört tane. Düşünebiliyor musunuz?

You can imagine and believe

içinize temiz,berrak bir ışık aldığınızı

And they certainly don't imagine.

ve kesinlikle hayal kurmuyorlar.

imagine this guy every day

düşünün ki bu adam her gün

Can you imagine? 400 cops.

Düşünebiliyor musunuz? 400 tane polis.

If that's possible to imagine.

Eğer hayal etmesi mümkünse.

Can you imagine Babel's splendor?

Babel'in ihtişamını hayal edebiliyor musun?

I can't even imagine that.

Bunu hayal bile edemiyorum.

I can't imagine that's true.

Bunun doğru olduğunu düşünemiyorum.

Can you imagine working here?

Burada çalışmayı hayal edebiliyor musun?

I can't imagine doing that.

Onu yapmayı hayal edemiyorum.

It's almost impossible to imagine.

Onu hayal etmek neredeyse imkansız.

I can't imagine your pain.

Acını hayal edemiyorum.

Try to imagine the situation.

Durumu hayal etmeye çalışın.

Dan didn't even imagine this.

Dan bunu hayal bile etmedi.

Imagine yourself on a mountaintop.

Kendini bir dağın zirvesinde düşün.

I can't imagine that happening.

Bunun olduğunu hayal bile edemiyorum.

It's pretty easy to imagine.

Bu hayal etmek oldukça kolaydır.

I'm trying to imagine that.

Onu hayal etmeye çalışıyorum.

Imagine yourself in her place.

Kendini onun yerine bir koy bakalım.

I couldn't imagine anything worse.

Daha kötü bir şey düşünemiyordum.

Can you imagine that happening?

Onun olduğunu hayal edebiliyor musun?

Imagine a world without war.

Savaşsız bir dünya hayal et.

Can you imagine Tom's reaction?

Tom'un tepkisini hayal edebiliyor musun?

- You cannot imagine how happy she was.
- You can't imagine how happy she was.

Sen onun ne kadar da mutlu olduğunu hayal edemezsin.

- Imagine that you have a time machine.
- Imagine that you had a time machine.

Bir zaman makinen olduğunu hayal et.

So I imagine it this way.

Yani şöyle hayal ediyorum.

And, as you can probably imagine,

Ve tahmin edebileceğiniz gibi,

Imagine a screen in your mind,

Zihninizde bir ekran hayal edin,

Imagine what they'll create: breakthroughs, inventions.

Onların yapacakları muazzam buluşları düşünün:

imagine the world's most powerful army

dünyanın en güçlü ordusunu bir hayal edin

imagine there are millions of soldiers

milyonlarca askeri olduğunu düşünün

I can't imagine life without her.

Onsuz hayat düşünemiyorum.

I can imagine how you felt.

Nasıl hissettiğini hayal edebiliyorum.

I can't imagine such a life.

Ben öyle bir hayatı hayal edemiyorum.

I can't imagine that being true!

Onun doğru olduğunu hayal bile edemiyorum.

I can't imagine life without Tom.

Tom'suz hayat düşünemiyorum.

I can't imagine living like that.

Böyle yaşamayı hayal bile edemiyorum.

Can you imagine how Tom feels?

Tom'un nasıl hissettiğini düşünebiliyor musun?

Can you imagine a blue Ferrari?

Mavi bir Ferrari hayal edebiliyor musun?

You can imagine how Tom felt.

Tom'un nasıl hissettiğini hayal edebiliyorsundur.

You can imagine how they felt.

Onların nasıl hissettiklerini hayal edebilirsin.

Imagine that everything is a ilusion.

Her şeyin bir illuzyon olduğunu hayal et.

I can't imagine myself doing that.

Kendimi bunu yaparken hayal edemiyorum.

I can't imagine doing anything else.

Başka bir şey yapmayı hayal bile edemiyorum.

I can't imagine living without electricity.

Elektriksiz yaşamayı hayal bile edemiyorum.

I can't imagine life without you.

Sensiz bir hayat hayal edemem.

I really couldn't imagine that happening.

Onun olduğunu gerçekten düşünemedim.

Can you imagine Tom doing that?

Tom'un onu yaptığını düşünebiliyor musun?

I can't imagine life without music.

Müziksiz hayat düşünemem.

I can't imagine life without him.

Ben onsuz hayatı düşünemiyorum.

I can't imagine that it's true.

Bunun doğru olduğunu hayal bile edemiyorum.

Can you actually imagine doing that?

Aslında onu yapmayı hayal edebilir misin?

Can you imagine what that's like?

Onun neye benzediğini hayal edebilir misin?

Can you honestly imagine that happening?

Onun olduğunu dürüstçe hayal edebilir misin?

John sang "Imagine" on the stage.

John sahnede " Imagine" ı seslendirdi.

You can't imagine it, can you?

Onu hayal edemezsiniz, değil mi?

Tom couldn't imagine himself shooting anyone.

Tom kendini birini vururken hayal edemedi.

I can't imagine Tom doing that.

Tom'un onu yaptığını hayal edemiyorum.

Can you imagine how Tom felt?

Tom nasıl hissettiğini hayal edebiliyor musunuz?

I don't need to imagine it.

Onu hayal etmeme gerek yok.

I couldn't imagine myself doing that.

Kendimi onu yaparken hayal edemiyordum.

I can't imagine life without books.

- Kitapsız hayatı hayal edemem.
- Kitapsız hayat hayal edemiyorum.

I imagine you took the hint.

Sanırım ne demek istediğimi anladın.

Can you imagine how awesome it is?

Bunun nasıl korkunç bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz?

Imagine what this world would look like,

Dünyanın çocukların geleceği heyecanla bekledikleri

imagine you land on an alien planet,

başka bir gezegene gittiğinizi hayal edin

And now imagine they are all blind

ve şimdi hepsinin kör olduğunu düşünün

Imagine that you have a time machine.

Bir zaman makinen olduğunu hayal et.

I can't imagine what he is thinking.

Onun ne düşündüğünü hayal bile edemiyorum.

I can't imagine life on another planet.

Başka bir gezegende yaşam olabileceğini düşünemiyorum.

Can you imagine walking on the moon?

Ayda yürümeyi hayal edebilir misin?