Translation of "Suffered" in Turkish

0.032 sec.

Examples of using "Suffered" in a sentence and their turkish translations:

I've suffered enough.

Yeterince acı çektim.

We all suffered.

Hepimiz acı çektik.

Tom suffered abuse.

Tom istismara uğramıştı.

They've suffered enough.

Onlar yeterince acı çekti.

You've suffered enough.

Sen yeterince acı çektin.

I suffered sunstroke.

Ben güneş çarpmasından muzdarip oldum.

Sami suffered anxiety.

- Sami anksiyeteden muzdaripti.
- Sami anksiyete çekiyordu.

- Tom has suffered a lot.
- Tom suffered quite a lot.

Tom çok acı çekti.

They suffered from smog.

Onlar dumandan muzdarip oldular.

He suffered great losses.

O büyük kayıplara tahammül etti.

He suffered an insult.

O bir hakarete katlandı.

Tom suffered minor injuries.

Tom hafif yaralandı.

Tom suffered from depression.

Tom depresyon geçirdi.

Haven't I suffered enough?

Yeterince acı çekmedim mi?

Dan suffered head injuries.

Dan başından yaralandı.

I suffered a lot.

Çok acı çektim.

All three suffered injuries.

Üçü de yaralandı.

We suffered a lot.

Biz çok acı çektik.

She suffered severe injuries.

O ağır yaralandı.

He suffered from rheumatism.

O, romatizmadan muzdarip oldu.

Kuwait suffered severe damage.

Kuwait ciddi hasar gördü.

We have suffered enough.

Biz yeterince acı çektik.

Tom's popularity hasn't suffered.

Tom'un popülaritesi azalmadı.

They clearly suffered here.

Onlar burada açık bir şekilde acı çekti.

Hasn't Tom suffered enough?

Tom yeterince acı çekmedi mi?

Layla suffered with cancer.

- Leyla kanser hastasıydı.
- Leyla kanserden muzdaripti.

Tom suffered in silence.

Tom sessizce acı çekiyordu.

Sami suffered a stroke.

Sami bir felç geçirdi.

Sami suffered excessive loss.

Sami aşırı kayıp yaşadı.

- I can tell that you've suffered.
- I can tell you've suffered.

Ben acı çektiğini söyleyebilirim.

- I don't think Tom suffered.
- I don't think that Tom suffered.

Tom'un acı çektiğini sanmıyorum.

The company suffered big losses.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

He often suffered from toothache.

O sık sık diş ağrısından muzdarip oldu.

He has suffered from aphasia.

O, afaziden çekti.

We suffered a lot together.

Biz birlikte çok acı çektik.

My family has suffered, too.

Benim ailem de acı çekti.

He often suffered from toothaches.

O sık sık diş ağrısı çekti.

The enemy suffered staggering casualities.

Düşman şaşırtıcı kayıplara maruz kaldı.

Tom has suffered a lot.

Tom çok acı çekti.

We suffered a devastating loss.

Çok büyük bir acı çektik.

He suffered from health problems.

Sağlık sorunları yaşadı.

The otolaryngologist suffered from hippopotomonstrosesquippedaliophobia.

Kulak burun boğaz uzmanı hipopotomonstrosesquipedaliofobia'dan muzdaripti.

I suffered from kidney failure.

- Böbrek yetmezliği çekiyordum.
- Böbrek yetmezliğinden muzdariptim.

Tom suffered only minor injuries.

Tom sadece küçük yaralanmalar yaşadı.

Tom has suffered head injuries.

Tom baş yaraları geçirdi.

Tom suffered from bone cancer.

Tom kemik kanserinden acı çekti.

Tom has suffered many losses.

Tom birçok kayıp yaşadı.

He suffered a nervous breakdown.

O bir sinir krizi geçirdi.

- For years, Tom suffered from migraine headaches.
- Tom suffered from migraine headaches for years.

- Yıllardır, Tom migren baş ağrısından çekti.
- Tom yıllarca migrenden çekti.

The widow suffered from stomach cancer.

Dul kadın mide kanserinden muzdarip.

The company suffered a great loss.

Şirket büyük bir zarar yaşadı.

He suffered from high blood pressure.

Yüksek kan basıncından rahatsızlık çekiyor.

He suffered from a bad cold.

O, kötü bir soğuk algınlığı geçirdi.

She had suffered a heart attack.

O bir kalp krizi geçirmişti.

We suffered a pretty big loss.

Biz oldukça büyük bir kayba maruz kaldık.

The skier suffered a head trauma.

Kayakçı br kafa tramvası yaşadı.

I suffered from my mortgage loan.

Mortgage borcumdan dolayı sıkıntı çektim.

The refugees suffered physically and emotionally.

Mülteciler fiziksel ve duygusal olarak acı çekti.

Many passengers suffered third degree burns.

Birçok yolcu, üçüncü derece yanıklardan muzdaripti.

Tom suffered a severe head injury.

Tom ciddi kafa travması yaşadı.

Tom suffered from a collapsed lung.

Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.

The bus driver suffered minor injuries.

Otobüs sürücüsü hafif yaralara maruz kaldı.

We suffered a lot of damage.

Bir sürü zarara katlandık.

He had suffered a heart attack.

O bir kalp krizi geçirmişti.

The American economy suffered a recession.

Amerikan ekonomisi bir durgunluk yaşadı.

One person suffered life-threatening injuries.

Bir kişi hayatı tehdit edici yaralara katlandı.

One police officer suffered minor injuries.

Bir polis memuru hafif yaralandı.

A few firefighters suffered minor injuries.

Birkaç itfaiyeci hafif yaralandı.

The Democrats suffered a historic defeat.

Demokratlar tarihi bir yenilgiye uğradılar.

Do you think Tom suffered much?

Tom'un çok acı çektiğini mi düşünüyorsun?

Layla suffered from borderline personality disorder.

Leyla, sınırdaki kişilik bozukluğundan muzdaripti.

Layla suffered from a severe depression.

Leyla şiddetli bir depresyondan muzdaripti.

Layla suffered from her parents' divorce.

Leyla, anne ve babasının boşanmasından acı çekiyordu.

Sami suffered from many failed relationships.

Sami pek çok başarısız ilişkiden sıkıntı yaşadı.

He suffered from depression for 30 years.

Otuz yıl boyunca depresyonla mücadele etti.

He had suffered from abuse in childhood,

Çocukken istismara uğramıştı.

You need to have suffered some defeats

Tangodan hoşlanmaya başlamak için

People suffered heavy losses in the eruptions.

İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.

The building suffered much from the earthquake.

Bina depremden çok etkilendi.

He suffered terrible pain from his injuries.

Yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.

We suffered heavy damage from the typhoon.

Tayfundan ötürü ağır hasar gördük.

She suffered from anorexia as a teenager.

O bir genç olarak anoreksiyadan muzdaripti.

We suffered a loss of 10,000 dollars.

10,000 dolarlık bir kaybımız oldu.

Hundreds of cities and towns suffered damage.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

The plants suffered damage from the frost.

Bitkiler dondan zarar gördüler.

Tom suffered from migraine headaches for years.

- Tom yıllarca migren ağrısı çekti.
- Tom yıllarca migrenden çekti.

Tom's self-esteem suffered a severe blow.

Tom'un benlik saygısı ciddi bir darbe aldı.

Tom and Mary have suffered a lot.

Tom ve Mary çok acı çektiler.

Tom has suffered from migraines for years.

Tom migren ağrılarından yıllarca çekti.

For years, she suffered from migraine headaches.

Yıllarca migren ağrılarıyla boğuştu.

When you've suffered a loss or a trauma,

Bir kayıp verdiyseniz veya travma yaşadıysanız,

The neighbor's son has suffered a brain hemorrhage

komşunun oğlu beyin kanaması geçirmiş hep güneşten

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.

Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

He suffered internal injuries in the car accident.

O, araba kazasında iç yaralanma geçirdi.

At times, he suffered from a painful headache.

Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.

Sami suffered several severe injuries to his body.

Sami vücudundaki birkaç ciddi yaradan muzdaripti.

The pain she suffered while being tortured was unimaginable.

İşkence edilirken onun çektiği acı akılalmazdı.

Since her husband died, Cristina has suffered a lot.

Kocası öldüğünden beri Christina çok acı çekiyor.

Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.

Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.